44.BÖLÜM

41 26 4
                                    

Keyifli okumalar💚

Hep kaçan ve kurtulmanın yolunu arayan ben şimdi boyun eğiyordum.
Buna boyun eğmek denemez ama tekliflerini kabul edip onları kendi içlerinde vuracaktım.

Bir nevi dost gibi görünüp hem istediğimi alıp hemde onlara tüm yaptıklarının bedenini ödetecektim.

Tekliflerini ya da tehditlerini düşünmek dahi istemediğim insanların şimdi içinden biri olmak için yola çıkıyordum.
Bu elbette kolay değildi ama insan bir raddeden sonra yapamayacağını düşündüğü her şeyi yapabilecek cesarete sahip olabiliyordu.
Yani bunu yapmaya mecbur olduğu zaman.

Onlar ile geçireceğim zamanı bilmiyorum. Ama bu süreyi uzatmayı tabiki istemem ama bu sefer istediğimi almadan geri dönmeyecektim.

Bu süre, bir kaç gün ya da bir kaç ay da olabilirdi.

Artık onların yanına gidecektim.
Buna oldukça kararlıydım ama içimden kendimi onayladıktan sonra
Yutkunarak derin bir nefes aldım ve aldığım nefesi tekrar havaya bırakıp olduğum yerde omuzlarımıza silkip, hazır olduğuma emin olup emin adımlarla o adama doğru yürümeye başladım.

Ama daha önceki gibi bir kaç adım değil.

1-2-3-4

Bu kadar cesaretli ve kendimden emin olamayacağımı düşünmüş olmalı ki bu yaptığım onu şaşırtmıştı.

𝙰𝚖𝚊 𝚋𝚎𝚗𝚒 𝚑𝚊𝚏𝚒𝚏𝚎 𝚊𝚕ı𝚢𝚘𝚛𝚍𝚞!

Adımlarımın sonu onun bedeninin tam karşısı idi.
Gözlerinin içini dahi rahatlıkla görebileceğim kadar yakındım.
Kıyafetlerinin rengi, biçimi ve boyunu ve kilosunu görebileceğim kadar netti.

Aynı şekilde o da beni çok net göre biliyordu. Bedenimi, saçlarımın rengini, gözlerimin içinde yatan her duygumu, yüzümdeki ifadeyi göre biliyordu.

Bunu saklamıyordum. Ondan gizlemek istediğim en ufak dahi bir şeyim yoktu. Bütün kozları ortaya koyup, adımlarımı gizleyecektim.

Amacımı bilecek ama ne yapmak istediğimi asla.

"Bakıyorum da özgüvenimiz zamanla artmış."dedi.

Böyle imalı konuşması, ve bunu yüz ifadesi ile de belli etmesi beni gerçekten sinir ediyordu.

"Ben hep böyleydim"dedim.

Bu söylediğim'den sonra ağzından tek bir sözcük çıkmadı.
Sadece o çirkin gülüşü yer aldı. Sonrasında bu gülüş kahkahaya dönüşmüştü.

Karşısındaki her insanı sinir küpü yapabilecek bir potansiyele sahipti.
En sakin insanı bile deli edebilirdi.

Beni bir gülüşü ile bu derece tiksindiren adamı tahmin dahi etmek istemezdiniz.

İşte ben bu adamla karşı karşıyaydım. Ve saatlar sonra aynı çatı altında olacaktım.

"Komik olan nedir?"dedim.
Yüzündeki gülüş silinmişti. Ama hâlâ yüzünde ciddi bir ifade yoktu.

Ta ki bir adım daha atıp aramızdaki mesafeyi kapatıp, gözlerini gözlerime sabitleyene kadar.

İşte şimdi yüzümde çok ciddi bir ifade vardı.

𝙵𝚊𝚣𝚕𝚊𝚜ı 𝚒𝚕𝚎 𝚌𝚒𝚍𝚍𝚒!

Bu adamın ani duygu geçişleri ve hareketleri ciddi anlamda beni korkutuyordu.
Ve her an ne yapacağını çözemiyordum.

𝚁𝚞𝚑 𝚑𝚊𝚜𝚝𝚊𝚜ı. 𝙱𝚎𝚗𝚒𝚖 𝚍𝚎 𝚍𝚎𝚗𝚐𝚎𝚖𝚒 𝚋𝚘𝚣𝚞𝚢𝚘𝚛𝚍𝚞.

Daha fazla göz göze kalmak istemediğim için gözlerimi ayırdım. Sağ tarafta ki yüksek ağaçlara bakıyormuş gibi yaptım.

HER ŞEY BİRAZ SENWhere stories live. Discover now