36.BÖLÜM

70 44 2
                                    

Karşımda o yine çılgınca bakan gözleri ile beni bekliyordu. Ve ben kendimi ona bıraktım.

Ellerini tuttum. Ve pencereden çıktım. Ama pencere'yi arkamdan kapatmam gerekiyordu. Dedemin anlamaması gerekiyordu.

Ki sabah uyandığında beni evde göremeyeceği gerçeğini nasıl unuturdum.

Ayaklarım yere baştığı an hafif te olsa ayağımın çıkardığı sesten dolayı ürkmüştüm.
Rüzgar'a sırtım dönüktü. Neden hep arkamdaydı.

Aslında bu benim işime gelirdi. Yüz yüze geldiğimizde göz göze gelmek beni biraz utandırıyordu.

Ama arkamı döndüğümde göz göze geldik. Ve yine o yakın anlarımızdan birindeydik.

Ellerimi onun ellerinden çekmiştim. Ama sanki hâlâ hissedebiliyordum.

Artık adım atıp hattâ koşar adım bahçeden çıkmamız gerekiyordu.

"Gece başlasın o zaman."

Dediğiyle çok şaşırmıştım. Nereye gidecektik. Ve tüm gece beraber mi olacaktık. Bunu yapabileceğini düşünmüyorum.

"Nereye gideceğiz?"

"Birazdan göreceksin. Ama şimdi buradan seni kaçırmam lazım."

Beni mi kaçıracağını söyledi o az önce ben mi yanlış anladım. Aslında bu halleri yüzümü güldürmüyor değil. Hattâ bazen hoşuma da gidiyor.

Hâlâ onun hakkında emin değildim.

Ama diğer yandan kalbim onun kötü bir insan olmadığını hattâ harika bir kalbe sahip olduğunu söylüyordu.

Bahçeden çıkmak için koşar adım ilerlerken yan yana hattâ adımlarımızın dahi aynı olduğunu fark ettim. Bu konuda uyumluyduk demek. daha önce beraber yürüdüğümüzde de fark etmiştim.

Bahçe kapısını açıp kapıdan çıktık. Ama kapıyı sessiz bir şekilde kapatmak için dikkatli davrandım. Ve karşımızda rüzgar'ın motosikleti vardı.

Belli ki motorla gidecektik. Ama bir aksilik vardı. Ben motordan korkuyordum. Öyle bir fobim yoktu ama hız yapılmasını sevmiyordum.

Çünkü hız meraklısı gençler yüzünden çıkan birsürü haber vardı sonuçta bunlardan birinin de benim olmamı istemezdim.

Kaldırım da durup bunları düşünürken daha doğrusu dalıp giderken rüzgar'ın sesi ile kendime geldim.

"Hadi ne bekliyorsun gel."

"Ta...Tamam geliyorum."

Motora doğru adım attım. Ama önünde öylece durdum. Çünkü hâlâ binmek konusunda kararsızdım. Çünkü motorun boyu çok yüksekti. Neredeyse benim boyumdaydı.

Ama rüzgar'ın hadi bin dercesine bakışından sonra bindim.

Motoru çalıştırdı. Ve çalışan motorun ilk saniyesinde kollarım onun bedenini sardı. O an bu hareketime bende şaşırmıştım ama motorun ilk hareketi bile çok hızlıydı.

İstemsizce sarılmıştım sonuçta mecburiyetten bakmayın öyle bunu asla yapamazdım normalde.

Acaba ona sarıldığımda o ne hissetmişti.

Kollarım hâlâ onun bedenine sarılıydı. Çünkü artık yolculuğumız başlamıştı. Hattâ daha sıkı sarılmıştım. Çünkü kendimi düşecek gibi hissediyordum.

Ona sarılmak farklı bir hissti.
İnsana güven veren, kendini ona bırakabilmek gibiydi.

Gerçekten de kendimi güvende hissetmiştim. Yüzüme vuran rüzgar saçlarımın uçuşmasına ve içimde tatlı kıpırdanışlara sebeb oluyordu.

HER ŞEY BİRAZ SENDove le storie prendono vita. Scoprilo ora