10. Bölüm KAHVALTI

35.2K 933 172
                                    

10.Bölüm KAHVALTI
Bölüme beğeni ve yorum atmayı unutmayın.'

Arabaya ilerlerken bir anda durdu. "Farkında mısın bilmiyorum ama yemek yemedik." Diyerek bana bakmaya başladı. Gözlerimi devirdim. "Şu an bunu mu düşünüyorum. Az önce yaşadıklarımız yüzünden zaten kalp krizi geçiriyordum."

"Ne yesek?" Bana değil de çevreye bakarak düşünüyordu. Tamam ona yaptıklarından dolayı çok sinirliydim ama karnım da açtı. Onun gibi bende çevreye baktım.

İleride duran seyyar köfteci ile gülümsedim. "Köfte ekmek yiyelim, ya da varsa kokoreç?"

Çağrı şaşkınlıkla bana baktı. "Ciddi misin?" Kafamı salladım. "Neden kokoreç sevmez misiniz ağam?" Gözlerimin içine baktı ve baktı. Yutkunarak satıcıya doğru baktı.

"Hayır severim. Hadi gel o zaman." O ilerlemeye başlayınca bende hızla yanına geçtim. ''Senin kokoreç seveceğini düşünmezdim." Gözlerimi kocaman açtım.

"Sen ciddi olamazsın. Kokoreç yemeyen bizden değildir. Evdeyken genelde babam yapardı ve misler gibi olurdu. Acaba burada da güzel olacak mı? Bence tarifini öğrenmeli ve Mardin'de de yapmalıyım ne dersin?"

Çağrı gülerek satıcının yanına geçti. Onu ilk defa gülerken görüyordum galiba. Ya da görmüş müydüm?

"Kolay gelsin. Abi bize iki yarım kokoreç yanına da 1 ayran 1 acılı şalgam suyu." Çağrı'nın kolunu dürttüm. "Bende şalgam suyu istiyorum."

Çağrı'nın ağzı ilk başta açık kalsa da daha sonrasında kafasını sallayarak adama döndü. "Ayran yerine acısız şalgam suyu olsun." Adam kafasını salladı.

Yakınlarda olan küçük taburelerden birine oturdum.

"Bi kaç dakika içinde hazırlanır. Paket mi olsun oturacak mısınız?" Çağrı bana baktı. Ne var dercesine kafamı salladım. "Burada yiyeceğiz."

Gözlerimi Çağrı'dan başka yere çevirdim ve insanlara bakmaya başladım. Dedim ya saat gece kaç olduğunu bile bilmiyorum ama buradaki insanlar hala geziyor ve tozuyor.

Hepsi de güler yüzlü. Ama hepsinin bir acı geçmişinin olduğunu tahmin edebiliyordum. Burnuma gelen pis koku ile kaslarımı çattım. Kafamı çevrildiğinde Çağrı Yanım da sigara içiyordu.

"Sigara içtiğini Bilmiyordum." Dumanı içine çekip üfledi. "Öğrenmiş oldun." Kafamı salladım. "Öğrenmiş oldum." Diyerek mırıldandım.

Bi kaç dakika içinde 14-15 yaşlarında bir çocuk masamıza siparişlerimizi bırakmıştı. O kadar çok açtım ki hemen şalgam suyunu açtım. "Kabul ediyorum çok aç gözlü gibi gözüküyorum ama elde değil. Dünyaları yesem de doymuyorum ve şu an çok açım."

Şalgam suyumdan bir yudum aldım. Buz gibiydi ve güzel bir tadı vardı. "Merak etme bunu dün gece anladım." Suratımdaki gülümseme sönmüştü.

"Umarım benim gibi olursun. O zaman anlarsın beni." Çağrı kahkaha atmaya başladı. "İnan bana senin gibi olmak istemem."

Cevap vermeden kokorecimi yemeye başladım. İkimizde konuşmuyorduk. Ekmeğimi ve şalgam suyumu bitirdikten sonra denize ve boğaza bakmaya başladım.

Her şey çok garipti bu dünya da. Dün neredeydim bugün nerde? Yarın da nerede olacağım belli değildi. "Doyduysan kalkalım mı?" Çağrı'ya kötü kötü baktım.

"Kalkalım bencede ağam." Çağrı cevap vermeden ben ayağa kalktım. Çağrı da bana bakarak ayağa kalktı.

O ilerlemeye başlayınca bende arkasından millete bakarak ilerlemeye başladım. Küçük köpeği görmem ile koşarak Çağrı'nın önüne geçtim. "Arkada köpek var."

KIRMIZI KUŞAK Where stories live. Discover now