12.Bölüm İSTANBUL

33.7K 917 472
                                    

12.Bölüm İSTANBUL
Bölümü beğenmeyi ve yorum atmayı unutmayın.'

"Demet olmaz, gelemez Beren zaten dün gece geç yattı." Suratımı buruşturarak arkama zorlukla döndüm. "Oo Çağrı ağam yordunuz yani güzel kızımızı."

"Demet düzgün konuş sinirleniyorum!" Çağrı'nın yüksek sesi beni rahatsız ederken hala düzgün anlamıyordum konuşmaları.

"Neyse tamam kapatıyorum ben. Eğer gitmek isterse kendini yorgun hissetmiyorsa gidelim." Ve ses uzaklaştıkça uzaklaştı. Demet ile Çağrı konuşuyordu telefonda.

Sabah sabah bağırarak uyandırmışlardı beni. Gözlerimi yavaş yavaş açıp etrafa baktım. Koskocaman bir odada ve büyük bir yatakta tek başıma yatıyordum.

Kasıklarımda hafif ağrı vardı. Dün gece ağrıdığı kadar da ağrımıyordu. Onun kolları arasında dalmıştım uykuya. Toprak kokan kolları arasında.

Saçımı kaşıyarak yataktan kalktım. Neyseki bacaklarımı hissedebiliyordum. Çarşaf da kirlenmemişti. Minik minik adımlarla odama kadar gittim.

İlk başta elimi yüzümü yıkayıp işlerimi hallettim. Daha sonra da saçımı tarayıp yukardan topuz yaptım ve odadan çıktım.

Aşağı kata indiğimde Çağrı'yı göremedim. Mutfağa girdiğimde çayı demliyordu. "Günaydın." Dedim onun aksine.

Arkasını dönerek beni süzdü. "İyi misin?" Gülümsedim. "Teşekkür ederim, iyiyim. Yani düne göre daha iyiyim." Kafasını sallayarak önüne döndü.

"Bende yardım edeyim mi?"

"Salatalık ve domatesleri doğrayabilirsin." Tezgahta olan domates ve salatalıkları alıp tek tek yıkadım. Daha sonra da lavabonun altından salata tahtasını aldım ve bir tabağa tek tek hepsini doğradım.

Tabakları masaya bıraktım. Dolapta paketinde duran peynir ve reçellerden de tabağa koydum.

Çağrı da pankek yapıyordu. Onu ilk defa yemek yaparken görüyordum. Yine benimle konuşmuyor, yine sessiz duruyordu yanımda.

Sanki konuşmak istiyor da konuşmamak için elinden geleni yapıyor gibiydi.

Tabakları da koydum ve sandalyeye oturarak Çağrı'ya baktım.

Sert bir yapısı vardı. Aslında eğlenceli ve sevecen birisine benziyordu. Onunda yaşanmışlıkları var gibiydi. Yaşanmışlıkları enkazında bir başına kalmıştı.

"Ne bakıyorsun öyle?" Dudağımı büzerek önüme döndüm. "Hiiç öyle bakıyorum." Zaten dün yeterince rezil olmuştum biraz daha rezil olamazdım.

Yaptığı pankekleri masaya bırakarak karşıma oturdu. "Afiyet olsun." Kafamı salladım. "Seninde eline sağlık." Bana bakmadan tabağını doldurmaya başladı.

Gözlerimi devirip bende tabağıma kahvaltılık koymaya başladım. Pankekleri çok leziz olmuştu. Daha önce yapmayı denememiştim ama tadını çok kez denemiştim. Yengem pankek yapmayı çok sevdiği için ayda mutlaka 4-5 kez yapardı.

"Demet aradı beni, gezelim diyor seninle ama ben hasta dedim." Dudağımı büzdüm. "Ben hasta değilim."

Çağrı tek kaşını kaldırdı. "Emin misin?" Kafamı salladım. "Regl olduğumda ilk günler kötü oluyorum sadece. Onun dışında kendimi iyi hissederim hep. Hem ben İstanbul'a gezmek için geldim. Bence Demet abla ile gidebilirim değil mi?"

Heyecanla sorduğum soruya Çağrı'nın cevap vermesini bekliyordum.
"Tamam o zaman yemekten sonra hazırlanırsın abimlere kadar götürürüm seni." Kafamı salladım.

KIRMIZI KUŞAK Where stories live. Discover now