52.Bölüm İNTİKAM UĞRUNA

8.5K 360 113
                                    

52.Bölüm İNTİKAM UĞRUNA
Bölümü beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.'

5 Ay Sonra.'

1 kaza.
2 ölüm.
Bitmeyen sırlar perdesi,
Alınamayan intikamlar...

Aklımda dolanan tilkiler nerde olduğumu yüzüme vurup vurup duruyordu.

Fazıl Cebikan.
Havva Cebikan.

Gece yarısı olan trafik kazasından sonra yanarak ölü bulundu.

Bu sözleri duyar duymaz Çağrı'ya bakmıştım. Çağrı ise abisi Eren ile göz göze gelmişti. Onların gözlerinde ki alev bu konağı da sarıp kül edecek gibi duruyordu o zamanlar.

Şimdi anlıyordum ne demek istediklerini, amaçlarını.

"Anneciğim, sen kötü bi çocuk olmayacaksın değil mi? Beni üzmeyeceksin, zarar vermeyeceksin kimseye?"

Elim büyümüş olan karnıma gitti. 8 ay 1 haftalık olmuştu oğlum. Elim yüzüm şiş bir şekilde paytak paytak dolaşıyordum anca.
Her şey çok güzeldi ta ki tarihler 28 Haziran'ı gösterene kadar.

Emre'nin annesinin ve babasının aynı benim annem ve babam gibi trafik kazası geçirip, yanarak ölmesi gibi onlar da ölmüştü.

Çağrı ve Eren de değişiklik olduğunu haftalar önce anlasam da bişey dememiş, susmuştum. Cenazeden sonra da yine aynısı olmuştu. Fısır fısır konuşmalar, toplantı var diyip gece yarıları evden gitmeler ve daha bir çok şey.

Heja'yı arayıp ona da sormuştum abimde herhangi bir değişiklik var mı yok mu diye, o da benim gibi bir işler peşinde olduğunu düşünüyormuş. Abimde de varmış kısaca aynı şeyler.

Bu ayın tek olumlu yanı galiba Leyla'nın doğum yapması olabilir. Dünyalar güzeli bir kız çocuğu doğurmuştu. Adını da Berfin koymuşlardı. Kış çiçeği anlamına geliyordu. Güneşi görünce solan kış çiçeği.

Mustafa abimin tıpa tıp aynısıydı. Onların halini hatırladıkca içim huzurla doluyordu. Ama bugün huzursuzdum.

Çağrı sabah işinin olduğunu söylerek erken çıkmıştı. O çıktıktan sonra kahvaltıya bile inmemiştim. Fethiye hanımlar ile aynı masada Çağrı olmadan oturmak istemiyordum.

Çağrı'nın, Zina'nın istemesinde dediği gibi bana tek bir sözünü bile duymamıştım. Ara sıra kötü kötü bakıyor ve önüne dönüyordu. Çıtı dahi çıkmıyordu benim yanımda. Çağrı artık annesine ne diyip, ne yaptıysa..

Resul Ağa desen ayrı bir dertti. Sürekli her gördüğü yerde nasıl olduğumu sorsa da ona ve suratına bakmadan iyiyim deyip kenara çekiliyordum. Hastanede bana dediklerinden sonra suratına bakacağımı mı düşünüyordu?

Hatice Hanım ve Ahmet ağa da aynı şekilde yaşayıp gidiyorlardı. Zeynep evlendikten sonra Gökhan ile uzun zamandır konuşmasalarda yeni yeni konuşmaya başlamışlardı.

Hatice Hanım'ı en çok üzen ise Zeynep'in İstanbul da yaşamasıydı.
Öğrendiğim bilgilere göre Buğra'nın annesi ve babası Zina ile burada Mardin'de yaşarken Buğra da İstanbul da yaşıyormuş. Türkiye genelindeki şirketlerini oradan yönetiyormuş.
Zeynep  öyle birşeyler anlatmıştı.

KIRMIZI KUŞAK Where stories live. Discover now