36.Bölüm SONUMUZ GELDİ

18.7K 583 167
                                    

36.Bölüm SONUMUZ GELDİ
Bölümü beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.'

Peynir tabaklarını da bırakıp geri çekildim. "Günaydın!" Ağzının içinde geveleye geveleye günaydın demişti Fethiye Hanım.

"Günaydın baba!" Dedim gülümseyerek. Fethiye Hanım'ı hiç önemsemiyor ve takmıyordum. "Günaydın kızım günaydın."

"Beyen abla!" Kafamı kaldırıp merdivenlerden kendi başına inen Eren'e baktım. Arkasından da Kerem abi iniyordu. Merdivenleri inince koşarak yanıma geldi. Kucağıma alarak sıkıca sarıldım.

"Ben seni çok özledim ya! Bal yanaklım." Yanaklarını öpüp sıkmıştım. Eren benim halime güldü. "Bende seni özledim Beyen abla!" Diye bağırdı. Gülerek kafamı merdivenden inen Çağrı'ya çevirdim.

Bana ve Eren'e gülümseyerek bakıyordu. "Günaydın." Çağrı'nın yanına gidip Eren'i uzattım. "Ben çok yoruldum bence biraz da Çağrı amcanın yanına gitmelisin."

"O BENİM ABİM!" Eren kulaklarımı çınlatacak derecede bağırmış ve Çağrı'nın kucağına atlamıştı. Çağrı onun haline gülerek Eren'i havaya fırlatmıştı.

"Sen, sen benim karımı yordun mu lan! Bende seni yorayım mı ha!" Çağrı, Eren'i gıdıklayarak ısırmıştı.

"Günaydın." Zeynep, Hatice Hanım ve Ahmet Ağa gelmişti. Herkes günaydın derken ben Çağrı'ya döndüm.

"Ben mutfağa kadar inip geliyorum." Fazlasıysa susamıştım çünkü. Çağrı kafasını salladı. Merdivenlerden hızlı hızlı inip mutfağa girdim. Fatma abla yoktu burada. Büyük ihtimalle Zeynep'in vermek için kılını bile kıpırdatmadığı kahvaltıyı Sultan babanneme götürmüştü.

Dolaptan bardak çıkartıp su doldurdum ve sandalyeye oturup suyu içtim. Başım olduğundan fazla fazla ağrıyordu ve fazlasıyla uykum vardı.

Gece de erken yatmıştım ama uykumu alamamış olabilirim. "Güzelim iyi misin?" Çağrı elini boynuma dolayarak yanağımı öptü.

"İyiyim başım ağrıyor biraz. Uykumu alamamış olabilirim de." Çağrı ellerini çekip elimi tuttu. "Yemek yedikten sonra dinlen o zaman olur mu?" Kafamı salladım ve ayağa kalktım.

"Yemeğini de düzgünce yersen hiçbir şeyin kalmaz." Gülerek Çağrı'nın koluna sarıldım. Beraber mutfaktan çıktık.

Merdivenleri çıktığımızda herkesin oturduğunu anladım. Rojda denen o kız yine benim yerime oturmuştu.

Çağrı'nın kolunu bırakıp masanın sonundaki sandalyeye oturdum. O kızla hiç muhattap bile olamazdım artık. Uyara uyara ben yorulmuştum ama o yorulmamıştı.

Çağrı kendi yerine ilerledi ve sandalyesini alıp benim yanıma gelmeye başladı.

"Oğlum ne yapıyorsun, otursana doğru düzgün! İyice saçmaladın sen!" Fethiye hanım hemen çemkirmişti. "Karımın yeri benim yanım dedikçe hala anlamayıp karımın yerine geçmeye çalışan bir yeğenin var anne! Bence bi ona kimin nereye oturacağını anlat sonra bana hesap sor olur mu!" Çağrı'nın sert sesine karşı bi an  korksam da hak veriyordum.

Kıza kaç defa desek de anlamıyor, anlamamazlıktan geliyordu. "Çağrı senin karşında annen var!" Resul Ağa'nın konuşması ile Çağrı ellerini sıkmıştı.

KIRMIZI KUŞAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin