46.Bölüm YALAN

14K 578 281
                                    

46.Bölüm YALAN
Bölümü beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.'

1 Hafta Sonra..

Bir hafta Rojda'yı evden kovduğumdan beri bir hafta geçmişti. Kafamın ne kadar rahat olacağını düşünsem de öyle olmamıştı. Bir hafta bana zindan gibi geçmişti.

Bu evdeki insanlar yüzünden değildi, aksine evin dışındaki bizi ilgilendirmeyen, onları ilgilendirmeyen her türlü insanın yüzündendi. 

Rojda'yı bu evden kovduğumdan beri Fethiye Hanım'ın babası yani Hüseyin Ağa olanları duymuş aklı sıra intikam almak için bütün aşiretleri kafama sarmış sarmalamıştı adeta.

Aşiretler bu bir hafta içerisinde hemen hemen her gün toplanmış ve Çağrı'nın yerine kimin geçeceğine karar vermeye çalışmışlardı. Kısacası benim yeni kocamın kim olacağına karar vermeye çalışmışlardı.

Olay öyle bir ileri gitmişti ki Demet ablanın üzerine kuma gitmemi bile öneren insanlar vardı. Tabi insan demek için bin şahit gerekti. Mideleri bu cümleyi kurarken nasıl kaldırdı anlamıyordum.

Ağalar arasında bu muhabbet dönerken bir yandan da benim hamile olmam dönmüştü. Kimisi hala Çağrı'nın gerçekten kısır olduğuna inanıyordu, kimisi de yalan söylediğimizi inanıyordu. İnanmayan kesim, çocuğu başkasından yaptığımı ve daha birçok saçma sapan cümleyi kurmuşlardı.

Kurdukları cümle için kaç gün ağladım, kaç gün oturduğum odadan dışarı çıkmadım bilmiyorum ama insanların kalpsiz olduğunu düşüncesiz olduğunu ağladığım o günlerde anlamış oldum.

Çağrı öldüğünden beri 11 gün olmuştu.
Ben 11 gün boyunca ölmüştüm.
11 gün boyunca Çağrı'sız nefes almak zorunda kalmıştım.
11 gün boyunca Çağrı'yı düşlerimde görmek zorunda kalmıştım.
Ve ben 11 gün boyunca Çağrı'nın mezarına hiç gitmemiştim.

Çağrı'yı o kadar çok özlemiştim ki ona dokunamamak beni o kadar çok üzecekti ki benim tekrardan ölüp dirilmeme neden olacaktı.
11 gün boyunca kendimi sürekli ama sürekli gaz vermiştim.

Oğlum bana destek olmuştu ve o desteğin sonucunda bugün Çağrı'nın yanına, kocamın yanına, oğlumun babasının yanına, her şeyimin yanına gidiyordum.

Mezarlığın önünde duran taksinin içinde elimde sıktığım çanta ile bekliyordum. Arabadan inmek istemiyordum.

Çağrı'nın kokusunu onun yokluğu ile alacağımı bilmiyordum.

"Hanımefendi inecek misiniz artık?" Taksicinin seslenmesi ile kafamı zar zor salladım. "Beni burada bekler misiniz? 10 dakikalık işim var. Paranızı fazlasıyla ödeyeceğim."

Taksici kafasını salladı. "Olur beklerim."
Elime çantamı alıp yavaşça arabadan indim. Zar zor adım atıyordum.

Başımda düştü düşecek siyah bir yemeni, üzerimdeyse siyah bir elbise vardı.
Çağrı gittiğinden beri hayatımın rengi solmuş gibiydi, siyaha mahkum edilmiştim.

Mezarlığın demir kapısını yavaşça açtığım zaman gıcırtılı sesi kulağımı rahatsız etmişti belki de çağrı seslenmeye çalışmıştı bilemezdim.
Yavaş yavaş ilerledim. Gökhan'ın bahsettiğine göre yolun sonundaki mezarlık Çağrı'nın mezarlığıydı.

KIRMIZI KUŞAK Where stories live. Discover now