on dokuz

20.3K 1.2K 149
                                    

Bölüm saatini geri çektikçe çekiyorum, ödül olarak bolca yorum yapmanız yok mu peki 😌

Biraz heyecanlandım bu bölüme başlarken eıhrwjhoeqkş umarım batırmam

Bölüm Nil'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

"Kapıyı ben açacağım!" Tuna'nın koşarak kapıya ilerlemesini, henüz algısı yerine oturmayan gözlerimle takip ettim.

Biraz önce ne olduğunu bile anlayamadan Uras'ın yukarı gelişini onaylamıştım. Telefon hemen ardından kapanmış olsa da kulağımdaki telefonu çekmeden öylece duruyordum.

Günlerdir konuşmadığım, değil evimi soyadımı bile bilmeyen adam aramızdaki kilometreleri aşıp nasıl yanıma gelmiş olabilirdi?

Üstelik ben evde bile değildim ki...

Tuna ellerini kapı koluna sarmış beklerken kapı tıklandığında hiç duraksamadan kıkırdayarak kolu aşağıya indirdi. Kapıyı sonuna kadar araladığında tam olarak görüş açımda kaldığı için onunla karşı karşıya kalmıştım.

"Uras!" Çığırarak verdiği tepkinin hemen ardından Uras tarafından kucaklanıp havalanan Tuna'yı izlerken kulağımda tutmaya devam ettiğim telefon, omuzumla verdiğim destek son bulduğu için yatağa düşmüştü.

O, gerçekten buradaydı.

Tuna'yı sıkıca tutarak içeriye adımladıktan sonra odanın kapısı kapattığında artık içeride üç kişiydik.

"Uyurken beni aramıyorsunuz kaç gündür, ben de saat 9 aramasını saat dokuz ziyaretine dönüştürdüm." Tamamen bana bakarak konuşmasıyla yutkundum. Hastalıktan halüsinasyon görüyor olma ihtimalim gittikçe düşüyordu.

"Ablamın telefonunu evde unuttuk, yeni telefonunda senin numaran yazmıyormuş. Öyle söyledi." Tuna benim yerime bolca açıklama yaparken Uras üzerimde dolanan bakışlarını ona çevirdi. "O zaman ablana telefonunu unuttuğu için kızmalı mıyız? Çünkü ben sizi çok merak ettim."

Tuna'yı kullanarak söylemek istediklerini daha yumuşak bir tavırla söylemesine oturup ağlayabilirdim.

Tüm hislerim birbirine karışmış haldeydi.

"Kızmayalım. Hastalara kızamayız."

Uras'ın bakışları beklemediğim bir hızda bana çevrildi. "Neyin var?" derken aynı anda da hafifçe eğilerek Tuna'yı yere bıraktı. Fotoğraflardan aşina olmaya çalıştığım gözlerinin ilgiyle parıldamasıyla, ayağa kalkmak için ihtiyacım olan buymuş gibi doğruldum. Ona doğru bir adım atmışken, çoktan aramızdaki tüm mesafeyi kapatıp kolunu belime sardığı gibi beni kendisine çekmişti. Nefesim kesilir gibi olduğunda daha fazla heyecanlanmam mümkünmüş gibi diğer kolunu da bana sarıp olduğumuz yerde bir tur dönmemizi sağladı.

 Nefesim kesilir gibi olduğunda daha fazla heyecanlanmam mümkünmüş gibi diğer kolunu da bana sarıp olduğumuz yerde bir tur dönmemizi sağladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dert BebesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin