otuz sekiz

11.9K 880 231
                                    

Eski tempoma dönmeye çalışıyorum diyebilir miyiz ahdklaşxnkscm hemen geldim bakın

!!! 37.BÖLÜMÜ okumadıysanız önce oraya uğrayın lütfen :)

Bölüm Nil'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

"Uyuma saati olmuş değil mi?" Elimi sıkıca tutmaya devam eden Tuna'ya doğru döndüm. Arabadan inip eve doğru henüz birkaç adım atabilmiştik.

"Evet bebeğim, hatta uyuma saati geçmiş bile." Hastaneden çıkışım zaten geçken bir de eve gelişimiz yaklaşık bir saat alınca doğal olarak şu anda saat iyice ilerlemişti.

"O zaman hemen uyuyalım." Kendi kendine mırıldanıp adımlarını hızlandırdı. Bu sırada elimi tutmaya devam ettiği için ben de peşinden hızlanmak zorunda kalmıştım. "Ablanı çekiştirme abicim, geldik zaten. Hemen uyursun biraz sabret." Mert abim Tuna'ya seslendiğinde Tuna yeniden yavaşladı.

Apartmana girip yukarı çıkmamız uzun sürmemişti. Oktay abim kapıyı açar açmaz Tuna kendini içeri attı. Ben de ayakkabılarımdan kurtulup kapıdan geçtiğimde daha fazla ilerlemeden herkesin içeri girmesini bekledim. Sürekli varlıklarını hissetmeye ve en azından göz teması kurmaya ihtiyaç duyuyordum. Onların da gözü sürekli benim üzerimdeydi.

Oktay abim kolunu omuzuma atıp beni kendine doğru çektiğinde ona yaslandım. O sırada gözüm Demir abimin kapatmaya çalıştığı kapıya takıldı.

Hayır, sorun kapının kapanması değildi. Abimin çaktırmadan sevgilimi kapıya sıkıştırmaya çalışıyor oluşuydu. "Abi!" diye seslendiğimde az önce kapıyı ittiren o değilmiş gibi sakince bana döndü. "Söyle abim."

"Burada kalmamı bu kadar kolay kabul etmesinden belliydi zaten, beni sonsuza kadar yok etmeye çalışıyor." Uras öne doğru attığı adımla kapıdan uzaklaşırken bir yandan da Demir abime bakıyordu.

Hastaneden çıkarken ben şahit olamasam da kim nereye gidiyor konulu bir konuşma yaşandığını sonrasında öğrenmiştim. Kadir amca zaten benim çıkışımı beklemeden emniyete geçeceğini söyleyerek ortadan kaybolmuştu. En son konuştuklarımızla ilgili olduğunu düşünmüştüm.

Uras'ın farklı şartlarda İstanbul'a gelip bizde kalması -özellikle abim için- çok normal durmuyordu. Ama abim muhtemelen benim mutlu olacağımı bildiğinden çok da olay yaratmamıştı. Sadece bulduğu her fırsatta Uras'a sataşmakla yetiniyordu.

"Birlikte yatarsanız aranızdaki buzlar erir diye düşünüyorum."

"Sen düşünme Mert. Yorma o kafanı, sonra bir bakmışsın o kafan yerinde yok." Mert abim suratını asarak bize doğru yaklaştı. "Şaka da yapılmıyor iki dakika, zaten ikisi de ayı gibi hangi yatağa sığacaklardı ki?" Tek sorun buymuş gibi konuştuğunda bu sahneyi hayal ettiğim için sinirim bozulurken gülüşümü saklamak için yüzümü Oktay abimin koluna bastırdım.

"Oğlum sus lan artık, kafa bırakmadın sürekli delirtiyorsun adamları. Nil'i de bozdun, kız içine içine gülüyor."

Beni ispiyonlayan Oktay abime kısa bir bakış attım. Ardından göz ucuyla abime ve Uras'a bakmıştım. Hepsi bana bakıyordu. Ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken içeriden gelen çığırtıyla nefeslendim. "Abla!"

"Ben Tuna'ya bakayım." Dedikten sonra Oktay abimin kolunun altından çıktım. Ardından ona ve Mert abime baktım. "Uras size emanet, geldiğimde tek parça olursa hoş olur."

Dert BebesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin