yirmi üç

18.4K 1.2K 148
                                    

Hafif gecikmeli geldim ama geldim sonuçta ;)

Nasılsınız?

Küçük bir sorum var bölüme geçmeden önce size;

Birçoğunuzun buraya gelmeden önce Aldattın mı Beni?'yi okuduğunu biliyorum. 100k okunmaya yaklaştığı için oraya özel bir bölüm atmak istiyorum. Okumak istediğiniz bir şey varsa buraya yazabilirsiniz. Olmazsa kafama göre takılırım hfvekşlwdi                                                                                                                          Bu arada spoiler olarak kalmaması açısından yorumlarınızı ben gördükten sonra kaldıracağım, belirtmiş olayım

Şimdi susuyorumm ve bölüme geçiyoruz

Bölüm Nil'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

Bugün yaşayacağım tüm gerilimin tek bir sebepten, yani evden kaçışımdan olacağını düşünüyordum. Düşüncelerimin beni yanıltıyor olduğunu ise saniyeler önce Uras'ın, sevgilim olduğunu söylemesi ile fark etmiştim.

Konuşan Uras'tı ama kendisi de dahil tüm bakışlar benim üzerimdeydi. Şu anda sevgili miydik bilmiyordum, ama değilsek de yakın bir zamanda o noktaya ulaşacak konumdaydık. Söylediklerine itiraz etmemin bir mantığı yoktu ki zaten istediğim de bu değildi.

Tüm stresime rağmen ondan böyle bir atak gelmiş olması içimde büyük sarsıntılara sebep olmuştu.

Abimlerin benden bir onay ya da itiraz beklediklerinin farkındaydım. Daha fazla oyalanmadan konuşmaya başladım. "İsmen de tanıştırmamı bekliyorsunuz sanırım. Gördüğünüz ve duyduğunuz gibi, erkek arkadaşım Uras."

Uras'ın gözlerindeki parıldamayı yakından izleyebilmek isterdim ama kısmet Demir abimin kasılan çenesineydi bu seferlik.

"Dalga mı geçiyorsun Peri? Ne ara oldu bitti bu, ne zaman anlatmayı planlıyordun?"

"Gündem fazla yoğundu abi, hem ne fark eder?" Yarı alaylı yarı ciddi bir tavırla konuştuktan sonra kimsenin beni bölmesine izin vermeden devam ettim. "Artık çıkalım, Tuna yeterince tek kaldı." Uras'a bakarak söylemiştim, beni ikiletmeden kapıya doğru ilerledi. Yanından geçtiği başkomiserin kulağına doğru bir şey demişti ama duyamamıştım.

Henüz ilk şoku atlatamamış olduklarından dolayı olmalıydı ki kimse bizi durdurmamıştı. Normale döndüğümüzde bu konu muhtemelen başımı biraz daha ağrıtacaktı.

Asansöre doğru attığımız birkaç adımın ardından Uras'ın hareketlenmediğini fark edince homurdanarak koluna sarıldım. "İçeride aslan kesildin şimdi tin tin gidiyorsun, sarılsana be!"

Hafifçe gülerek kolunu benden kurtardıktan sonra belimden kavrayıp göğsüne doğru yaslanmamı sağladı. Asansöre bindiğimizde yüzümü tamamen ona yapıştırıp saklanmıştım. Sırnaşıyor gibi görünsem de amacım biraz farklıydı.

"Çok az daha dayan, otele gittiğimizde içini rahatça dökeceksin. Boğazına dizilen hıçkırıkları da dışarıya dökeceğin hislerini de ben dinleyeceğim. Söz veriyorum yavrum." Asıl amacımı anlamış olmasına biraz şaşırmış olsam da bunu sesli olarak dile getirmedim.

Otele ulaşana kadarki yol boyunca sessizce Uras'a sarılıp zihnimde dönüp duran düşüncelere odaklanmıştım.

Babamın hapisten çıkışı ve nedeni, abimlerden boşu boşuna kaçmış olmam, bundan sonra neler olacağı... Hepsi zihnimde büyük bir karmaşa yaratıyordu ve ben şimdiden çok yorgundum.

Dert BebesiUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum