otuz iki

16.6K 1.1K 220
                                    

Yine çok bekletmemeye çalışarak geldim :) Her baktığımda okunma sayısı tatlı tatlı artıyor, sırıtarak izliyorum jfhsdajxlk

Oy ve yorum isteğimin en büyük sebebi de bu zaten, sıralamalarda yükselmişken geri inmek hiç istemiyorum böyle kalabalıklaşa kalabalıklaşa devam edelim noluur

Bu bölümün sınırı 130 oy olsun. (bir bölümü neredeyse 400 kişi okuyor, o yüzden sınırı yavaş yavaş arttırarak ilerliyorum.)

Bölüm Nil'in anlatımından...

İyi okumalar!

~~~

"Abla ben dün senin ayıcığına sarılıp uyudum biliyor musun?" Tuna'nın yüzü ekrana geldiğinde kocaman gülümsedim. Mert abimden gelen görüntülü aramayı cevaplar cevaplamaz ekrana Tuna düşmüştü. İlk cümlesi de buydu.

"Öyle mi?" diyerek yüksekçe tepki verdiğimde heyecanla başını salladı. "Evet. Seni çok özleyince ona sarılmamı söylemiştin, uyurken çok özledim." Sertçe yutkundum.

Ben de onu çok özlemiştim.

Tanıştığımızdan beri aynı çatı altında uyanmadığımız bir gün olmamıştı. Bu bir ilkti.

"Sen de beni özledin mi?"

"Çok özledim bebeğim." Aynı odada olduklarını bilmeme rağmen Tuna'nın hoşuna gitmesi için fısıldar gibi devam ettim. "En çok seni özledim ama abilere söylemek yok. Tamam mı?"

Kıkır kıkır gülüp sağına doğru baktı. Telefonu da farkında olmadan çevirdiği için baktığı kişinin Mert abim olduğunu görebilmiştim. "Duymamış gibi yapmalısınız." Mert abime doğru fısır fısır mırıldanıp yeniden bana döndü.

Çabasına gülmemek için biraz zor dayanarak ekrana bakmaya devam ettim. "Uras nerede?"

Cevap vermek yerine olduğum yerde sola doğru kayarak yanımda oturan Uras'a yaklaştım. Ekranda ikimiz de görünür hale gelmiş olduk.

"Uras!" diyerek heyecanla mırıldanan Tuna'yla derin bir sohbete giren Uras'ı sessizce dinlemeye başladım. Bu ikilinin sohbet içerikleri sarıyordu gerçekten.

"Tuna!" Onu taklit ederek adını söylediği için Tuna kaşlarını çatarak baktı. "Benim gibi yaptın."

"Senin kadar iyi olmadı ama." Uras hızla işin içinden sıyrılırken göz ucuyla ona baktım. Bana da aynısını yapıyordu, kimi nasıl sakinleştireceğini bu kadar iyi bilmesi adil değildi.

"Evet, ben daha iyi birisiyim." Burnunu havaya dikip konuşmasına gülerek yüzümü Uras'ın omuzuna bastırdım.

"Sen bu aralar Mert abimle fazla mı vakit geçiriyorsun acaba? Yerim o minik egonu senin!" dediğimde anlamsızca baktı. "Legomu mu yiyeceksin?"

Aynı anda hem abimlerden hem de Uras'tan kahkaha koptuğunda Tuna'nın hemen bozulan suratını gördüğüm için ben tepkisiz kaldım. Yanlış anladığı durumlarda gülünmesine uzun süreli trip atıyordu.

Neyse ki ben tecrübeliydim. Kalanlar kendilerini affettirmek için çabalayabilirdi.

"Abla!" Yardım ister gibi mırıldandığında anlayışlı bir ifadeyle açıkladım. "Ben aslında legolarından bahsetmemiştim ablacım. Başka bir kelime kullandım, telefonda yanlış duyuldu galiba."

"Ama bana güldüler." Dudaklarını büktüğünde ben de istemsizce aynı hareketi yaptım. "Boş ver sen onları, bence komik değildi."

Tuna'dan önce Oktay abimin sesi duyuldu. "Harca bizi harca, insafsız seni."

Dert BebesiNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ