✦BÖLÜM 30: "Tuzak"✦

2.3K 305 93
                                    


Deliler gibi özledim bu çifti....

Yıldızlar kadar..

3.GÖZ

     Reva, güçlükle ayakta durup ışık süzen kapı aralığına doğru yürürken duyduğu son şeyleri zihninin gerisinden çıkarıp hatırladı.

-Karayev mi? O buraya mı gelmiş?!" Elinde yeni kurtulduğu kelepçenin sivri tarafını sıkı sıkı tutmuşken aynı vahşi bir hayvana benziyordu. Yaralı ama vahşi... "Çabuk! Kızı al, çabuk!" Bahsedilenin kendisi olduğunu anlaması için alim olmaya gerek yoktu. Kapının önünde dikilip güçlükle ayakta dursa da gözlerini ileri dikmiş saldırıya hazırken beline sarılan kolla yerinde sıçradı. 

-Buradayım." Kuzey'in sesiydi. "Tuttum seni." 

Şimdi bu anılar oturdukları yemek masasında aklına gelirken, göz ucuyla Kuzey'e baktı Reva. 

Neler  saklıyorsun Karayev? 

-İkinizi de aynı anda görmem büyük şans." Dedi ihtiyar kadın yüzünde memnun bir gülümsemeyle ikisi arasındaki boşluğa bakarak konuşup, onları derin düşüncelerden çıkarırken. "İstesem denk getiremezdim herhalde." Reva, bir şey söylemeyi düşünmediği için arkasına yaslanıp kollarını göğsünde kavuşturduğunda Kuzey'in sesiyle başını ona çevirmeden edemedi. 

-Sorun ne? Bir an önce konuşsak iyi olur." Yaşlı kadının bariz bir şekilde somurttuğunu gören genç kız aile işlerine karışmayı hiç düşünmediği için derin nefes alıp önündeki boş tabağı seyretmeye devam etti. "Reva'nın bu konuyla alakası yok. Onu buraya hiç çağırmamalıydın." Ses tonundaki azarlar gibi bir eda olması ve Reva'dan sanki orada değilmiş gibi bahsetmesi kızın canını yine de biraz sıkmıştı. Kolları altındaki ellerini yumruk yaparken yeşillerini doğrudan adama dikti ama Kuzey oralı olmamıştı. "Sana şirkete gelmemen gerektiğini bin defa söyledim. Ama hala geliyorsun!" 

-Özür dilerim." diye mırıldandı kadın, sesindeki mahçup tonun nedense sahte olduğunu hissetti Reva. Sanki bunu yapmaktan hiç ama hiç üzgün değilmiş gibiydi. Nitekim, kadın onu haklı çıkardı. "Ama yeğenimi görmek için izin istemem gerektiğini düşünemedim." Reva havalanan kaşlarına engel olamamıştı. Çünkü ne fiziken ne de karakter olarak benziyor gibi durmuyorlardı. Ve Kuzey'in bir akrabası olacağını düşünmemişti. O çok şey duruyordu.. Yalnız? 

-Giralda." Kuzey, sesini neredeyse fısıltı tonuna indirip masaya doğru eğilirken, gerilen boyun kaslarından onun ne kadar sinirli  olduğunu görebiliyordu Reva. "Sana bunun tehlikeli olduğunu kaç defa anlatmam gerekiyor? Neler olabileceğini en iyi senin bilmen gerekir." Garson yanlarına geldiğinde sandalyesinde geriye yaslanıp siparişini adamın yüzüne bile bakmadan verip, menüyü masanın köşesine fırlattı. 

Aralarındaki gergin sessizlik başlangıçlar masaya geldiğinde bile devam ettiğinden gelen atıştırmalıklardan bir iki tane ağzına atıp ikisini izledi Reva. Ne garipti, akraba olmalarına rağmen birbirilerine restorandaki diğer insanlar kadar yabancı duruyorlardı. Oysa kendi aile yemeklerinde, evlatlık olmasına rağmen, hiç böyle bir şey hissetmemişti Reva. 

Şarap servisi yapıldığında, Kuzey'in Giralda'nın kadehini uzaklaştırdığını fark etti. Kadına içki isteyip istemediğini bile sormuyordu. Onun diktatör bozuntusu  tavırları iyiden iyiye canını sıkarken şarabından büyük bir yudum aldı ve genç adamın ilgisini üzerine çekti. 

-Yavaş ol." dedi Kuzey, kaşını kaldırıp elindeki kadehi sıkıca kavrayarak arkasına yaslanırken. "Araba kullanacaksın." Reva, onun söylediğine alaylı bir tavırla gülüp kıvırdığı dudaklarına kadehi yaklaştırdı ve kibirle mırıldandı. 

✦ PUSULA ✦Where stories live. Discover now