✦BÖLÜM 32: "Çıkmaz"✦

1.9K 258 218
                                    



Bol yorum yapmayı ve sondaki

🌟'a basmayı,


Unutmayın lütfeeeen. Keyifli okumalar, bölüm sonunu atlamayın ;)

3.GÖZ

Reva, Kuzey'in bardağındaki içkiyi yaklaşık on dakikadır izlediği gerçeğini görmezden gelemiyordu. Bir şeyler söylemek istiyordu, herhangi bir şey, o sessizliği sonlandıracak birkaç kelime.. Ancak Karayev bu defa başkaydı.

Elindeki şişeyi sessizce komidinin üzerine koyduğunda Karayev de bir dikişte bardağı boğazına boşaltıp, kristal bardağı halının üzerine rastgele attı. Yeniden yatağa uzandığında ona doğru eğilmeden edemedi Reva. Bağdaş kurduğu bacaklarını öne doğru uzatıp yana doğru kıvırdı ve dirseğini dizine yerleştirip Karayev'in yüzünü incelemeye başladı.

Düz burnunun kanatları her derin nefesinde belli belirsiz açılırken, kalın dudaklarını mühürlenmiş gibi kapatıp sıkmıştı. Kirpiklerinin gölgesi hafifçe elmacık kemiğine doğru düşerken, yüzünde huzurlu bir ifadeden çok düşünceli bir ifade olması ihtimalini, göz kapaklarının altında kıpırdayan gözleri ele veriyordu.

Aniden gözlerini açıp Reva'nın yeşillerini görünce başını hafifçe ona doğru çevirdi ve hemen yerinde dikelen kızı bir kediye benzetmeden edemedi. Gözleri o kadar koyu bir yeşildi ki, tıpkı zümrütü andırıyor, içindeki siyah tomurcuk Kuzey'e odaklandıkça irileştiğinden bu koyuluk bir girdabı anımsatıyordu.

-Zihnimi okumaya mı çalışıyorsun?" dedi Karayev hafif alaycı bir tavırla. "Eğer öyleyse hiç zamanını harcama." Reva, onun bu kibirli cümlesine göz devirirken, Kuzey dudağının bir kenarını kıvırdı. Eğer Reva, ona laf sokmuyorsa gerçekten durumu bok gibi görünüyor olmalıydı..

-Sorun ne? Neden böyle oldun birdenbire?" Reva'nın çıkışına karşılık sadece iç çekti ve avucunun kenarıyla gözünü ovaladı. "Hayır derdin neyse söyle ona gö-"

-Benim derdim sadece bana ait Devran." Kuzey'in cümlesini bıçak gibi kesişine karşılık dudaklarını birbirine bastırdı Reva. Onun durgun halinin yavaşça kaybolduğunu ve sinirlendiğini görebiliyordu. Alnındaki damar belirginleşmeye başlamıştı. "Sana değil. Uzak durman gerektiğini ne zaman anlayacaksın?"

-Sen bir şeyleri doğru düzgün anlatmadan beni püskürtemeyeceğini ne zaman anlayacaksın?" Diye çıkışan kıza bir "üff" sesi çıkararak meydan okudu.

-Anlatılacak ne var? Sana neden bir şeyleri anlatmak zorundayım?" dedi Karayev kolunun üzerine yaslanıp kafasını doğrudan ona çevirirken. Bunu sanki Reva onun için önem arzetmiyormuş gibi söylemişti. Kızın dudaklarını birbirine bastırdığını görünce bunu söylediği için pişman olmuştu bile. Ancak hem onu yanında istiyor hem de yalnız kalmayı arzuluyordu genç adam.

-Nedenini çok iyi biliyorsun." Kız yüzüne yaklaşıp yeşillerini onun siyahlarına dikti inatla. "Çünkü ben Revayım."

Kuzey buna hiçbir şey diyemedi.

O, Revaydı. Bakışlarında gram çekingenlik yoktu, korku, sessiz bir keder, üzüntü, kırılganlık... Kuzey, ne zaman ona baksa, aynaya bakmış gibi olurdu. Hatun, baştan aşağı, saçının telinden tırnağının ucuna kadar güçle donanmıştı.

Güç, güç, güç... Kuzey, kapasitesini bildiği ve kalbini hiçe saydığı anda bir kadının en acımasız iş adamından bile daha sivri ve en tehlikeli bir rakip olduğunu düşünürdü. Kadın isterse, her şeyi yapabilirdi ona kalırsa, ancak bir çoğu bunu istemiyordu.

✦ PUSULA ✦Where stories live. Discover now