✦BÖLÜM 19: "Kutup Yıldızı"✦

5.1K 766 683
                                    


YILDIZLAMAYI,

Y
I
L
D
I
Z
L
A
M
A
Y
I,

🌟🌟🌟🌟

Bol bol satır arası yorumları unutmayın artık



Bu bölüüüüm, geçen bölüm 1K yorum dolduran tüm kutup yıldızlarına ithaf edilmiştir! Yorumlarınıza, tepkilerinizi dile döküşünüze bayılıyoruuum... Bu yolun sonuna kadar beraber gitmek dileğiyle. (Önümüzdeki 3 bölüme ithaf alan 12 kişiyi bu bölümdeki yorumların sırasına göre böleceğim.) Keyifli okumalar!

3.GÖZ
    Kuzey'in gözlerinden geçenleri anlamak, Reva için buraya girmekten daha zor ve korkutucuydu. Sanki mümkünmüş gibi daha da siyahlaşmıştı gözbebekleri kızı görünce, ama sonra değersiz bir detaya takılmış gibi arkasını döndü ve eline geçirdiği at figürü aksesuarı alıp içki dolabına fırlattı. Yıkıp yakmaya kaldığı yerden devam ediyordu. Cam parçalanarak yere düşerken rafı da kırmış içkilerin neredeyse hepsini paramparça yapmıştı.

Şaraplar yere süzülüp cam parçalarıyla birleşirken parlıyor, ay ışığının altında bu kusursuz ve kırgın güzellik Kuzey'in içini anımsatıyordu Reva'ya.

-Kuzey..." adamın arkası dönüktü, yüzünü göremiyordu ve vücudu karanlıkta belirgin bir silüet gibi görünüyordu sadece. Allah'tan bahçe aydınlatmaları vardı da ormanda kapkaranlıkta kalma düşüncesiyle içi daha da sıkışmamıştı Reva'nın.

-Reva, git." Sesindeki pürüz, kızın boğazına oturan yumrunun baş kaynağıydı. Ona doğru bir adım attığında Kuzey daha yüksek sesle konuştu. "Git dedim, Reva. Çık git, beni yalnız bırak." Sesi odada yankılanırken onun bu kalın ses tonundaki çatlamayı duymuştu kız.

Yoksa... Ağlıyor muydu?

Yeşilleri saniyeler içinde dolarken burnu sızladı, hemen onun yanına gittiğinde sağ elini Kuzey'in geniş sırtına yerleştirdi, her kası kasılmıştı. Öyle ki demire dokunuyormuş gibi hissetti, sanki bu etin altında kaburga ve onun altında atan, acıyan bir kalp yokmuş gibi... Buzdan bir heykelmiş gibi...

-Babam, ağlamak utanılacak bir şey değil demişti." Sesi oldukça sakin ve manipüle edebilecek kadar tesirliydi. "Seninle ağlarsam, utanmayıp yüzünü bana döner misin?" Kuzey, cevap vermediği gibi ona da dönmedi. Ama Reva onu görmek için önüne geçecek gibi olduğunda kolunu önüne doğru kaldırarak kızın yanından geçip önüne gelmesini engelledi.

-Bana acıyamazsın." Sesindeki o pürüzün yerini katı bir güç almıştı. "Tanıdık geldi mi?" Yüzünü omzu üzerinden kıza çevirirken, bir kaşı da kalkmıştı. "Bana acıyamazsın Reva, benim kimseye ihtiyacım yok. Şimdi defol git." Sözleri ağır ve inciticiydi, özellikle yapıyordu Reva'yı böyle kışkırtıp gitmesini sağlamak için. Kışkırttı da ama kız gitmeye niyetli değildi.

-Sen bana emir veremezsin!" Reva da sesini yükseltince, Kuzey ıslak yanaklarındaki şeffaf damlalara rağmen alayla güldü. "Ben ancak istersem buradan giderim!" İşte şimdi onu sinirlendirmişti, elindeki vazoyu fırlatıp duvarda parçalarken kükredi adam.

-Kim seni çağırdı lan? Kim buraya gel dedi?! Benim evimdesin ve ben sana git diyorum! Ne senin ne de o sikik herifin acımasına ihtiyacım yok!" Öyle bağırıyordu ki, Reva onun kükreyişinin dalgalanmasını tüm yüzünde hisseder gibi oldu. Öfkesini, canının yandığını, kırgınlığını...

✦ PUSULA ✦Where stories live. Discover now