24. İtiraf

26.9K 1.2K 1K
                                    

Merhaba ballarım

Kitabımız 130k olmuş bile. Hızlı mı büyüyoruz ne?

Vote verip, satır arası yorumlarımızı unutmayın tatlılarım.

Keyifli okumalar

"Ne oldu bana? Neden sudayım?" Diye sordum güçlükle. Gözlerime bakıp yanıma yaklaştı ve bedenimi kucağına alarak sessizce suda bekledi. "Neden dudaklarımı öptün? Sana kendimi öptürmeyecektim? Aptal... İlk öpücüğümdü o benim." Dedim kızgınlıkla. Bedenimi kollarına daha çok hapsedip, derince solumaya başladı. "Benim de ilk öpücüğümdü," diye fısıldadı, kulağıma.

"Gerçi bu ilk öpücük sayılmaz ama olsun... Sonuçta dudaklarımız ilk kez birbirine değdi. Elbette devamı da gelir." Diye eklendiğinde, dudaklarımın kenarı hafifçe yukarı kıvrıldı ve içimdeki acemi kelebekler uçuşmaya başladılar.

Kalbim amansız fırtınalardan sağ çıkmıştı ama Demir'in bu sözüne karşı sağ çıkması imkânsız gibi görünüyordu.

Onun ilk öpücüğü benim dudaklarımdaydı. Tıpkı benim ilk öpücüğümün onun dudaklarında olduğu gibi...

🖤

Soğuk su bedenimi rahatlatırken, Demir'in kucağına daha çok sokularak gözlerimi kapattım. Yorgundum ve uyumak istiyordum, ama kalkacak gücü kendimde bulamıyordum. Burada derin bir uykuya dalmak istiyordum ama Demir'in hızlı ve düzensiz kalp atışları uyumama izin vermiyordu.

Kalbi o kadar hızlı ve güzel atıyordu ki, saatlerce kalp ritmini dinlemek istiyordum. Benim kalbim, yorgunluktan hızlı ve düzensiz atıyordu. Göğsümü acımasızca yumrukluyor, nefes almama izin vermiyordu.

"Zümra?" Dedi Demir tereddütle.

"Hı?" Diye yanıtladım yorgunluktan.

"Sudan çıkmamız gerekiyor artık." Dediğinde kafamı göğsünden kaldırıp, gözlerine baktım. "Çok yorgunum... Burada uyusam?" Diye sordum güçlükle. Sesim olduğundan da kısık ve güçsüz çıkmıştı.

Birkaç saniye gözlerime bakıp, "Olmaz... Burada hastalanırsın," deyip beni yavaşça küvetten çıkartıp, banyonun sağ tarafındaki diğer bölmeye girerek, duşakabine girdi. Birkaç dakika sonra, kabinden çıktığında, ıslak kıyafetlerini çıkartmış, bornoz giymişti. Tekrar yanıma geldiğinde elindeki havluyu bana uzatarak, "Elbiselerini çıkartabilir misin?" Diye sordu. Kafamı sallayıp, "Çıkartabilirim." Dedim ve havluyu aldım. Eğilip dudaklarını alnıma bastırıp geri çekildi. "Ben kapıda seni bekleyeceğim." Dediğinde banyodan çıkıp kapıyı kapattı.

Üstüme yapışan tişörtü, boxer'ı ve sütyenimi de çıkartıp, havluyu bedenime sardığımda düşmemek için küçük, temkinli adımlarla kapıya ilerledim. Kapıyı açar açmaz Demir'i karşımda yarı çıplak bir şekilde görmemle bakışlarımı yere çekerek, "Uyumak istiyorum." Dedim.

Eşofman altını giymişti ama tişörtünü giymemişti. Saçı da yine her zamanki gibi ıslaktı. "Tamam... Ama önce pijamalarını giymelisin. Elbiselerin odada." Dediğinde yanıma yaklaşarak bedenimi kucakladı. Kollarımı boynuna dolayıp, kafamı göğsüne yaslayarak gözlerimi kapattım.

Beni yatağa bıraktığında valize yaklaşarak içinden pijama takımımı ve iç çamaşırlarımı çıkartıp yanıma geldi. "Zümra, sana yardım edebilirim," dediğinde elini ensesine çıkartıp, "Yani, istersen gözlerimi kapatarak seni giydirebilirim." Dedi çekinerek.

ZümraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin