Bolum 11: Baykus Kuzgun ve Yarasa

38 12 20
                                    

     BÖLÜM 11: BAYKUŞ, KUZGUN VE YARASA

     Mina, Sevilay ve Sadık Bey, Ece ile birlikte sahadan çıkan Seymen ve Efe'ye doğru koşturdular. Hemen halı sahanın sağlık ve güvenlik görevlileriyle birlikte pansumanlar yapıldı, ikisini de oturtarak su içirdiler. Seymen de Efe de kendilerine gelmişlerdi ama onlara saldıran rakip takım oyuncuları hala sahanın içinde yerde yatıyorlar ve ağlıyorlardı. Hepsinin de yüzü gözü kanıyor, birbirlerine yardım etmeye çalışıyorlardı. Birkaçının annesi ve babası çocuklarını dışarı çıkartarak onlara da sağlık yardımı yaptılar. Hepsi de gördüklerinden şok olmuşlardı. Bu siyah kuşlar nereden gelmişlerdi? Kendi çocuklarına saldırırken neden Seymen ve Efe'ye saldırmamışlardı? Zihinlerinde bu sorulara yanıt ararken bir yandan da Mina ve kardeşlerine bakıyorlardı.

     Halı sahanın sahibi olaydan haberdar olmuş ve çıkıp gelmişti. Baklava tepsisini kendi elleriyle getirip çocuklara ve ailelerine "Geçmiş olsun" diyerek ikram etti. İçecekleri de başka birisi getirerek izleyicilerle birlikte herkese birer şişe verdiler. Halı sahanın sahibi bir tepsi baklava daha getirerek bu kez diğer izleyenlere dağıttı. Hepsine de bu olaydan kimseye bahsetmemelerini yoksa bundan sonra kimsenin gelmeyeceğini söyledi. Böyle garip olayların ve kavgaların olduğu bir halı sahaya kimse gelmezdi zaten. Ama bazıları yaşananların fotoğraf ve videolarını çekmiş, sosyal medyada çoktan paylaşmışlardı bile. Ancak görüntülerde kuşların hiçbiri görünmüyordu. Gece karanlığında bu siyah kuşların görünmemesini normal karşıladılar ve hiçbiri fazla üzerinde durmadı. Halı sahanın sahibi ise kırılan camları ve halı sahadaki kan izlerini düşünüyor, bu kadar masrafın altından nasıl kalkacağını hesaplıyordu.

     Seymen ve Efe'yi döven çocuklardan bazılarının anne ve babaları Mina'dan özür dilediler oysa kendi çocukları daha kötü durumdaydı. Mina özürlerini kabul etmek zorundaydı çünkü böyle bir şey ilk defa oluyordu. Şimdiye kadar hep Mina onlardan özür dilemiş, Efe'nin yaptıklarından dolayı defalarca onlara mahcup olmuştu.

     Bu olaylı gecenin ardından hepsi birlikte Sadık Bey'in arabasına binerek Mina'nın evine geldiler. Sadık Bey ve Mina, Ece'yi de alarak bir odaya çekildiler ve Ece'den gerçekleri söylemesini istediler. Ece hiç itiraz etmedi ve onlara her şeyi açıklamak zorunda kaldı. Bu kuşlar Ece'nin gizemli kuşlarıydı ve hepsi de vahşi ve yırtıcıydı. İsteseler çocukları öldürebilirlerdi de ama Ece sadece kavgayı ayırıp diğer çocuklara ders vermesi için komut vermişti çığlıklarıyla. Camların kırılma nedenini de öğrenen Mina ve Sadık Bey, ne tür bir belayla karşı karşıya olduklarını yavaş yavaş anlamaya başlıyorlardı.

     - Şey, Mina abla. Kötü ve yanlış bir şey yaptıysam beni affet. Önce kendim tel örgülerden atlayıp halı sahaya girerek onları dövmeyi düşündüm ama bu çözüm daha mantıklı geldi. Yoksa herkes benim nasıl biri olduğumu öğrenir ve size zarar verirdi. Ama Seymen abi ve Efe abinin böyle dayak yemesine kesinlikle izin veremezdim.

     Mina ve Sadık Bey, birbirlerine bakarak kısık sesle Ece'yi yaptığından dolayı suçlamadıklarını söylediler. Ece de rahatladı ve ikisine birden sarıldı. Mina, Ece'yi öperken konuştu:

     - Ece, senden korkmaya başladık biz. Ne tür güçlerin ve yeteneklerin olduğunu bilmiyoruz. Bunları bizden başkası bilmiyor ama sadece bunları biliyor olmak bile son derece korku ve endişe verici. Böyle herkesin içinde büyü, sihir gibi şeyler yapmasan daha iyi olur bundan sonra. Tabii mecbur kalmadıkça...

     - Biliyorum Mina abla. Mecbur kalmasam yapmazdım zaten ama Seymen abi ve Efe abimi o durumda görünce dayanamadım işte.

     - Anladım Ece, sana kızmıyoruz ama bundan sonra daha dikkatli ol, olur mu? İnsanlar böyle şeylere hiç alışık değiller. Yalnızca filmlerde, dizilerde filan oluyor böyle şeyler. Bu akşam da korku filmi gibi izledik seni, hem de canlı canlı.

Mina Domun ZombileriWhere stories live. Discover now