Bolum 28: Mezuniyet Toreni Gosterileri

25 11 1
                                    

BÖLÜM 28: MEZUNİYET TÖRENİ GÖSTERİLERİ

Cumartesi günü öğleye doğru uyandıklarında Mina çoktan kahvaltıyı Sadık öğretmenle birlikte hazırlamışlardı. Çocukları uyandırmamak için sessizce mutfağa giderek çayı demlemişler, Sadık ekmek ve simit almak için evden ayrılmıştı. Mina kahvaltı masasını hazırladı, ekmekleri kızarttı ve Sadık da eve gediğinde perdeleri açarak Seymen ve Efe'yi uyandırdı. Ece'nin kapısını da tıklatarak kahvaltının hazır olduğunu söyledi. Ece çabucak kalkarak banyoya koşup elini, yüzünü yıkayarak hemen masaya oturdu.

Seymen ve Efe de uyanarak bir süre koltuklarda kendilerine gelmeye ve akşamki olanların gerçek mi yoksa rüya mı olduğunu birbirlerine sorarak anlamaya çalışırlarken banyodan Ece'nin çıktığını görüp ikisi de aynı anda koştular ama Efe daha erken davranarak banyoya girip kapıyı kapattı. Kısa bir süre sonra da Seymen elini, yüzünü yıkayarak masaya oturdu. Mina çayları koyarken Sadık da kızarmış ekmekleri ve simitleri maşayla tabaklara servis etti. Hep birlikte güzel bir kahvaltı yaptılar, yeni şeyler öğrenmek ve öğrendiklerini pekiştirmek için Ece'nin başına toplandılar. Oysa Ece'nin düşündüğü şey başkaydı. Gösteri için her şeyden önce bir program yapmaları, konsept oluşturmaları ve koreografi hazırlamaları gerekliydi. Birbiri ardına değişik gösteriler izleyiciye çok hoş gelmeyebilirdi.

Yaklaşık iki saat boyunca nasıl bir konsept olması gerektiğini ve koreografiyi konuştular. Sonunda izleyicilerin yaş gruplarını dikkate alarak eğitim, spor ve bilgi ağırlıklı olmasına karar verdiler. Herkesin hoşuna gidecek şarkılar ve klasik müzik eşliğinde gösteriler sırasıyla yapılacak, sihir numaraları yanında Uzakdoğu sporlarına da yer verilecek, Ece ve Sadık öğretmen buna uygun roller alacaklardı. Seymen ve Efe'nin üniversite deneyimlerini anlatan kısa bir konuşma da gösterinin sonunda yer alacaktı.

O gün yine akşama kadar çalıştılar, Pazar günü de gösteride kullanacakları malzemeleri, sihirbazlık için gerekli şeyleri almak için birlikte alışverişe çıktılar. Döndüklerinde akşam yemeğini yedikten sonra hep birlikte zombileri ziyaret etmeye karar verdiler. Zombilere vermek üzere biriken yemek artıklarını ve eski elbiseleri alıp çarşaf, mandal ve maske gibi kendileri için gerekli malzemeleri bir poşete koydular. Kapağı kaldırmadan önce çarşafları üstlerine geçirdiler, mandalları burunlarına taktılar, yüzlerine maske ve ellerine de eldiven geçirdiler. Seymen ve Efe ilk kez geldikleri bu yerden önce çekindiler ama korkulacak bir şey olmadığını bildiklerinden girmekte tereddüt etmediler. Ece merdivenlerden inerken Baba Zombi onun geldiğini fark ederek sevindi ve neredeyse çığlık attı.

- Bebe Zombi gelmiş, hoş gelmiş. Mina da geldi mi?

Ece buna biraz gülümseyerek biraz da sitemle yanıt verdi:

- Ben Bebe Zombi değilim. Adım Ece. Kaç defa söyledim sana Baba Zombi? Bir türlü öğrenemedin gitti. Hala bana Bebe Zombi diyorsun.

- Olsun, dışarıda ne olursan ol, burada hep bizim Bebe Zombi'mizsin. Hepimiz seni çok seviyoruz.

- Ben de sizleri çok seviyorum. Mina ablam da geldi, Sadık öğretmenim de geldi. Bakın Seymen ve Efe'yi de getirdik bu sefer.

Ece'nin hemen arkasından Mina ve Sadık merdivenlerden indiler, daha sonra da Seymen ve Efe göründü. Ece karanlığa alışkındı ama Mina iner inmez cep telefonunun ışığını açarak ortalığı aydınlattı. Diğer zombiler de hemen gelerek sırayla hepsine de "Hoş geldiniz" dediler. Mina, elindeki poşetleri Baba Zombi'ye verdi. Neandertal Zombi ise geniş bir alanda uyuyordu. Seymen ve Efe onu ilk kez gördüklerinden şaşırdılar. Sessiz bir şekilde zombilerle biraz sohbet edip oradan vedalaşarak ayrıldılar. Dışarı çıktıklarında hemen burunlarındaki mandalları çıkartıp derin bir nefes aldılar ve üstlerindeki çarşafları çıkartıp büyük bir poşete koydular. Yine geldikleri gibi sessizce mezarlıktan ayrılıp evlerine döndüler ve Mina çarşafları çamaşır makinesine atarken eldiven, maske ve mandallar da doğrudan çöpe gitti.

Mina Domun ZombileriWhere stories live. Discover now