Bolum 29: Efe ve Seymen Gercekleri Ogreniyor

29 11 3
                                    

BÖLÜM 29: EFE VE SEYMEN GERÇEKLERİ ÖĞRENİYOR

O yılın Cadılar Günü yarışmaları İtalya'da yapılacaktı ve yarışma gününe sadece 2 ay kalmıştı. Ece'nin amacı yarışmalara katılıp kazanmak ve çok sevdiği Seymen ve Efe abilerine de cadılık hakkı kazandırmaktı. Ancak onların henüz hiçbir şeyden haberleri bile yoktu. Bunu onlara nasıl söyleyeceğini de bilmiyordu.

Durumu Mina ablasına ve Sadık öğretmenine açmak istedi, onlar da bir çözüm bulamadılar. Ancak çözüm bir gün kendiliğinden gelecek ve Seymen ve Efe bütün olanları bir günde öğreneceklerdi.

Hafta sonu kalabalık olur düşüncesiyle hafta içinde piknik yapmaya gittiler. Yine kimselerin olmadığı tenha bir yere giderek piknik örtüsünü serdiler, Mina ve Sadık çay demleyip köfte ve tavukları mangalda pişirirlerken Ece, Seymen ve Efe de Uzakdoğu sporları yaparak eğlenmeye ve temiz havanın tadını çıkartmaya karar verdiler. Biraz sonra yorularak acıkan gençler dinlenmek için oturduklarında büyük bir karadut ağacı gördüler. Efe hemen koşarak ağaca tırmanmaya başladı. Karadutlar tam olgunlaşmamıştı ama böyle ekşi olarak yemek onların daha çok hoşlarına gidiyordu.

Ece ve Seymen ise aşağıdaki dalları eğerek toplamaya çalışıyorlardı ama Efe en yüksek dallara çıkmaya devam ediyordu. Seymen'in uyarısı fayda vermedi ve Efe ince dallardan birine ayağını bastığı anda dal kırıldı, dengesini kaybederek hızla aşağı düşmeye başladı. Seymen durumu fark edince onun düşeceği yere doğru koşarak yakalamak ve hiç olmazsa hızla yere çarpmasını önlemek istedi ancak çok geç kalmıştı. Ece çaresiz bir şekilde olanları izliyordu ve zorunlu olarak elleri ve gözleriyle en iyi yaptığı büyülerinden birini yapmak zorunda kaldı.

 Ece çaresiz bir şekilde olanları izliyordu ve zorunlu olarak elleri ve gözleriyle en iyi yaptığı büyülerinden birini yapmak zorunda kaldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Efe'nin düşme hızı oldukça yavaşlamış, sanki maçlardaki gol sonrası yavaş çekim gibi bir hal almıştı. Seymen ise tam Efe'nin düşeceği yere yetişerek kucağını açmış ve yere düşmekten kurtarmıştı. Seymen'in arkası Ece'ye dönük olduğundan hiçbir şey anlayamadı, kendisinin can havliyle çok hızlı koşarak yetiştiğini düşündü ama Efe yere inerken gözleri Ece'nin üzerinde olduğundan onun el ve göz hareketlerini görmüştü.

Seymen Efe'ye, Efe ise Ece'ye bakıyordu. Efe abisinin kucağından inerek hemen Ece'nin yanına geldi ve ona teşekkür etti. Bu duruma Seymen bir anlam verememişti, çünkü kardeşini kendisi kurtardığı halde neden Ece'ye teşekkür ediyordu? Efe'nin o andaki heyecan ve şaşkınlığına vererek üçü birlikte sessiz bir şekilde Mina ve Sadık'ın yanına döndüler. Ama her zaman neşe içinde yedikleri piknik yemeği bu kez oldukça durgun geçiyordu.

Bir süre sonra Mina durumun farkına vararak sormak zorunda kaldı:

- Hayrola çocuklar? Ağzınızı bıçak açmıyor bugün. Neden durgunsunuz üçünüz de, bir şey mi oldu?

Üçü birbirlerine bakarak bir süre daha susunca Seymen durumu kendince açıklamak zorunda kaldı:

- Abla, oyun oynarken bir karadut ağacı gördük. Ece ve ben dallardan karadutları koparırken Efe ağacın en tepesine tırmanmak istedi. Uyarılarımızı dinlemedi ve ağaçtan yere düşerken onu kurtardım. Ama o bana değil Ece'ye teşekkür etti.

Mina Domun ZombileriWhere stories live. Discover now