Bolum 42: Ece Universitede

25 12 2
                                    

BÖLÜM 42: ECE ÜNİVERSİTEDE

Bir sonraki gün Mina, Ece ve Sadık Bey, Ankara'da Bakanlıkta diploma işini halledip hiç beklemeden İstanbul'a geldiler. Korkut Bey'in evine konuk olacakları için önceden telefon açıp haber vermeyi ihmal etmemişlerdi. Korkut Bey, Ümraniye'deki evinin adresini konum olarak attı ve akşam hava karardıktan sonra evin zilini çaldılar. Kapıda ise Korkut Bey'in eşi Seher Hanım'ın bu cadılık olaylarından haberi olmadığını ve hiçbir şey hissettirmemeleri gerektiğini birbirlerine anımsattılar.

Korkut Bey'in eşi Seher Hanım kapıyı açtı ve konuklarını güler yüzle içeri davet ederek ayaklarına terlik verdi, salona geçtiler. Korkut Bey eşine Ece'den daha önce bahsetmiş, o da hiç itiraz etmeden kabul etmişti. Zaten kendi çocukları olmamıştı ve Eskişehir'deki kız kardeşinin kızı Ceren üniversite okumak için onlarda kalıyordu. Ev gayet geniş ve uygundu ve Seher Hanım bir odayı da Ece için ayırmıştı.

Seher Hanım, eşinin az sonra geleceğini söyleyerek konuklarına hal-hatır sorarken kapının sesi duyuldu ve Korkut Bey içeri girerek ceketini çıkartıp ayaklarına terlik giydi. Salondaki konuklarına güler yüzle selam verip "Hoş geldiniz" dedikten sonra tek tek hepsiyle de nazikçe tokalaştı. Her zaman yerden birkaç santim yukarıda süzülerek yürüyen ve hiçbir zaman terlik giymeyen Korkut Bey, bu kez ayaklarına terlik giymiş ve normal insanlar gibi yürüyordu. Bu durum Mina, Ece ve Sadık Bey'in hafifçe birbirlerini dürterek terlikleri gösterip gülümsemelerine neden olmuş ama ne yazık ki bunu Seher Hanım fark etmişti. Hemen Korkut Bey'den terliklerini değiştirmesini gözleriyle işaret etti, Korkut Bey de özür dileyerek gidip terliklerini değiştirdi ve salona geri döndü.

Seher Hanım onlar gelmeden yemekleri pişirmişti ve hemen mutfağa giderek hazırlamaya koyuldu. Mina da biraz sonra kalkarak mutfağa gidip ona yardım etmek istedi ama Seher Hanım zaten yemeklerin hazır olduğunu belirtince birkaç tabak alarak salondaki yemek masasına koydu ve salonda beklemeye başladı. Kısa bir sohbetten sonra birkaç dakika içinde yemek masası hazırlanmıştı ve Seher Hanım konuklarını masaya davet etti.

Seher Hanım tam anlamıyla döktürmüştü ve Eskişehir'e özel yemekler yapmış, masayı da gayet güzel hazırlamıştı. Eskişehir'e özel bu yemekleri Seher Hanım'ın Eskişehir'deki komşusu olan Mürüvvet'in evinde de yemiş olan Mina, Sadık Bey ve Ece, rahmetli Mürüvvet teyzeyi daha önceden tanıdıklarını ve ölmeden önce evinde konuk olduklarını söylediler. Korkut Bey'le de onun sayesinde tanıştıklarını belirttiler. Seher Hanım'ın Eskişehir'deki yeğenleri Beren ve Ceren'le hatta İtalya'daki Seren ve Gönül Öğretmen'le de karşılaştıklarını söylemeden edemediler.

Seher Hanım, bunca yıldır ilk kez karşılaşmış olmalarının nedeninin, bir türlü İstanbul'dan ayrılamaması olduğunu söyleyerek kendi kendine serzenişte bulundu. Evlerine yakın bir pastaneyi yıllardır çalıştırdığını, işlerinin çok yoğun olduğunu ve bu yüzden de Eskişehir'e sıkça gidip gelemediğini söyledi. İstanbul'a ilke kez İtalya'daki kız kardeşi Ayten ile geldiklerini ve pastaneyi açtığını, o üniversitede okurken Korkut Bey'le tanışıp evlendiklerini, Ayten'in İtalya'daki bir üniversitede master yapmak için gittiğini ve orada evlenip yerleştiğini anlattı. Mina, geçen yıl İtalya'ya gezmek için gittiklerinde Ayten Hanım'la da tanıştıklarını ve evlerine konuk olduklarını söyledi.

(Bu olay ve hikâyenin tamamını "Mavi Bezli Bebek" romanımda okuyabilirsiniz.)

Seher Hanım, yemekten sonra çayları hazırlayıp getirdi ve onlara Ayten Hanım'ın hikâyesini ayrıntılarıyla anlattı. Bunları daha önceden bildikleri halde hepsi de ilk kez duyuyorlarmış gibi Seher Hanım'ı merakla dinlediler, şaşkınlıklarını ve en sonunda sevinçlerini belli ettiler. Seher Hanım:

Mina Domun ZombileriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin