Birkaç dakikada Kraliyet arabasıyla geldikleri Orman Perileri ülkesinde onları Kral Or-Han karşıladı. Yanında ülkenin diğer ileri gelen perileri de vardı ve Kraliyet arabası Orman Perilerinin sarayının kapısına yakın bir yere indi. Or-Han hemen koşarak arabanın kapısını saygıyla açtı, Mina'nın elini tutarak onun arabadan inmesine yardımcı oldu. Sadık, Ece, Efe ve Seymen de arabadan teker teker inerek önce Kral Or-Han'la, sonra diğer kraliyet mensuplarıyla selamlaştılar. Hepsi de konuklara saygı gösteriyor, gülümseyerek onlarla kısa sohbetler ediyorlardı.
Kral Or-Han sarayda tek başına yaşıyordu ve Kraliçe Sude ile evli olduğunu sadece Yüce Kraliçe biliyordu. Or-Han Sadık Bey'in koluna girerek saraya girerken diğerleri de rütbeli güzel peri kızlarının kollarına girerek kapıdan adım attılar. Yine iki sıra halinde Orman Perileri ülkesinin diğer ileri gelenleri sıralanmışlardı ve teker teker hepsine de gülümseyen yüzleriyle "Hoş geldiniz" dediler. Buraya milyonlarca yıldır ilk kez insanlar geliyordu ve Korkut Bey bile gelmiş değildi. Orman Perileri ülkesi de başkent kadar olmasa da kalabalık, şaşırtıcı ve olağan üstüydü. Yine çok değişik meyveler, bitkiler, ağaçlar ve hayvanlar vardı. Vahşi hayvan görünümündekiler bile diğerlerine saldırmıyorlar, yanyana duruyorlardı. Çünkü hiçbir şekilde acıkmıyorlar, bundan dolayı zayıf ve güçsüz olanlarla bile oyun oynuyorlardı.
Orman Perileri Kralı Or-Han da kendi ülkesinin güzelliklerini göstererek onları gezdirdi, bilmedikleri şeyleri öğreterek sorularına teker teker yanıt verdi. Yine kuşlar, ağaçlar ve çok değişik bitki ve meyvelerle karşılaşan Mina ve diğer konuklar burayı da çok sevdiler. Bir süre sonra uçmayı öğrendiklerini söyleyerek hep birlikte ormanın derinliklerine kadar uçarak gittiler. Burada daha değişik ve olağan üstü hayvanlar ve bitkiler vardı. Konuşan kuşlar ve ağaçlarla sohbet ettiler. Hepsi de bunlara hayran olup şaşkınlıklarını belli ettiler.
Or-Han, kendini tutamayıp baba şefkatiyle Mina, Seymen ve Efe'ye daha fazla ilgi gösterdi ama yaptığı hatayı anlayarak Ece ve Sadık Bey'e de aynı ilgiyi ve samimiyeti göstermeye çalıştı. Saraya dönüp Orman Perileri ülkesi hakkında daha fazla bilgiler edindiler, daha sonra da büyük bir salonda enfes yemeklerini yiyerek içkilerini içtiler. Buradaki yemek ve içecekler Leon'un ülkesindekilerden oldukça farklıydı ama hepsi de yine tadına doyulmaz nitelikteydi.
Yemekten sonra konuklar Kral Or-Han'dan izin isteyerek, bu kez Su Perileri ülkesine gitmek üzere vedalaştılar. Ayrılmadan önce Orman Perileri Kralı Or-Han, hepsine de buradaki çiçek ve meyvelerden yapılmış birer kolye verdi. Kolyeleri boyunlarına geçirerek teşekkür ettiler ve oradan yine Kraliyet arabasına binip yola çıktılar. Or-Han onlarla vedalaşırken neredeyse ağlayacaktı ama kendini zor tuttu. Birkaç dakika sonra Kraliyet arabası Su Perileri ülkesine varmıştı.
Su Perileri ülkesinin Kraliçesi Sude, yanındaki ülke ileri gelenleriyle birlikte onları yaşadıkları büyük gölün kıyısında karşıladı. Göl oldukça büyüktü ve üzerinde renkli dumanlar vardı. Yunus benzeri balıklar ve denizkızları arada sırada su yüzeyine çıkarak oyunlar oynuyorlardı.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
