Bolum 41: Ece'ye Yol Gorunuyor

27 12 2
                                    

BÖLÜM 41: ECE'YE YOL GÖRÜNÜYOR

Ankara'da yapılacak sınav için Sadık Bey ile Ece yola çıktı. Bir gün önceden giderek sınav yapılacak okulu gördüler, gece de Sadık Öğretmen'in bir okul arkadaşına konuk oldular. Kahvaltıdan sonra teşekkür edip evden çıkarak sınav yapılacak okula birlikte gidip sınav saatini beklediler. Nedense sınava girecek olan Ece değil, Sadık Bey daha çok heyecanlıydı.

Sınava on beş dakika kala okulun hoparlöründen sınav salonuna giriş anonsu duyulunca Ece, Sadık Bey'in gelmesine gerek olmadığını söyleyerek diğer öğrencilerle birlikte okula girdi ve sınav salonunu bularak yerine oturdu. Kimliğini, okul belgesini, kalemini ve silgisini çıkartarak sıraya koydu. Sınıfa ilk giren olduğundan diğerlerini beklemek zorunda kaldı ve sınav başladı.

Ece dikkatle soruları okuyup yanıtları soru kaydırmadan işaretledi ve sınav süresi bitmeden soruların tamamı bitmişti. Diğer öğrencilere oldukça zor gelen sorularda hiç zorlanmamış hatta yanlış sorulmuş bir soruyu da bulup işaretleyerek yanına notlar yazmıştı. Böyle bir sınavda soruları hazırlayanların sınava gireceklerden daha bilgili ve zeki olmaları gerekmez miydi?

Yazılı sınavdan sonra da yine aynı okulda sözlü sınav yapıldı. Her öğrenci tek tek birkaç öğretmenin karşısına çıkarak sorulan soruları yanıtlıyordu. Dersler yanında genel yetenekleri tespit edilip hangi mesleğe yönelmesi gerektiği de bu sözlü sınavlarda ortaya çıkacaktı. Sözlü sınavı da başarıyla veren Ece; babasının öğretmen, annesinin hemşire olduğunu ve sağlık sorunları nedeniyle üç yıl ilkokula gidemediğini, kendisini anne ve babası ile Tıp Fakültesi'nde okuyan iki dayısının evde çalıştırarak her şeyi öğrettiklerini söyleyince öğretmenler pek de şaşırmadılar. Bunları sözlü sınavda sorarlarsa söylemesini Sadık Bey özellikle istemişti. Bu bir yalan değildi, onların da Ece'nin eğitimine çok emeği geçmişti.

Bir hafta sonra sınav sonuçları belli oldu ve Ece sekizinci sınıfı bitirerek İlköğretim Okulu diplomasını almaya hak kazandı. Bir sonraki sene lise birinci sınıfa devam edecekti. Meslek olarak da mimarlık mesleğinin en uygun olduğu ve yetenekleriyle başarılı olabileceğine karar verilmişti. Mimarlık Ece'nin aklından bile geçmiyordu ama kendi kendine düşününce bu mesleğe yönelmeye karar verdi. Sadık Öğretmen, Mina, Efe ve Seymen de onun bu kararını desteklediler.

Ece artık diplomasını aldığı için okula devam etmesi gerekmiyordu ama birkaç günde bir giderek arkadaşlarını görüyor, teneffüslerde onlarla beraber oluyordu. Özellikle aile dostları olan İlke Hanım ve Yaşar Bey'in kızları Büşra ve Beyza ile çok samimi olmuş, her gittiğinde öğretmenleriyle de ayrı ayrı konuşarak onların gönüllerini de fethetmişti.

 Özellikle aile dostları olan İlke Hanım ve Yaşar Bey'in kızları Büşra ve Beyza ile çok samimi olmuş, her gittiğinde öğretmenleriyle de ayrı ayrı konuşarak onların gönüllerini de fethetmişti

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Ece, evde boş kaldığı zamanlarda odasına çekiliyor, Sadık Bey'in aldığı üniversite mimarlık kitaplarına çalışıyor; proje yapmaya, cephe ve kesit çizmeye gayret ediyordu. Bu amaçla odasına çizim masası, paralel cetvel, rapido kalemler, aydınger ve eskiz kâğıtları gibi malzemeler aldırmıştı. Diğer zamanlarında ise yine asıl işi olan büyü ve sihir ile uğraşıyor, Uzakdoğu sporlarına da çalışıp evde tek başına kata yapıyordu. Arada bir de Efe ve Seymen'in evlerine gidip gece orada kalıyor, sınav zamanı değilse onlarla sabahlara kadar sohbet ederek film izliyorlar; spor, sihir ve büyü konularında kendi yeteneklerini geliştiriyorlardı.

Mina Domun ZombileriМесто, где живут истории. Откройте их для себя