Sadık Bey, akşama kadar Doğan Bey'le Antalya'da gezerek birkaç kez tavla oynadı ama hepsinde de kaybetti. Akşam olduğunda Mina'nın evine geldiler. Yemek hazırdı ve Mina, Sadık Bey'i de yemeğe davet etti. Hep birlikte akşam yemeklerini yedikten hemen sonra Sadık Bey, izin isteyerek bazı önemli işlerinin olduğunu belirtip hepsiyle vedalaşarak ayrıldı.
Evine vardığında ilk işi ablasını aramak oldu. Ablası telefonu merak ve heyecanla açtı:
- Alo Sadık? Kötü bir şey mi oldu?
- Hayır abla, kötü bir şey yok. Nasılsınız, eniştem ve çocuklar nasıllar?
- İyiyiz, sağolasın. Hepimiz iyiyiz. Sen nasılsın bakalım? Pek aramazdın da onun için meraklandım birden.
- Abla, okulda işler yoğun bu aralar da, onun için arayamadım, kusura bakma. Ama hep aklımdasınız. Bak ne diyeceğim sana. Hafta sonunda gelsenize buraya, hem Antalya'yı gezersiniz, hem de hayırlı bir iş var.
- Hayırlı bir iş ha? Senin pek evlenmeye niyetin yoktu bildiğim kadarıyla. Ama kendine yakışan birini bulduysan hemen geliriz, merak etme sen.
- Abla, Erzurum'dan burası geliş-gidiş masraflı olur size. Ben internetten biletlerinizi alacağım. Geldiğinizde de otogardan alırım sizi çocuklarla birlikte, olur mu?
- Ne demek Sadık, bize bilet almana gerek yok ama sen bilirsin. Eniştenin işleri pek de iyi değil şu sıralar. Belki gelemez ama çocuklarla ben gelebilirim.
- Abla, ne gün uygunsanız bana telefon aç, ben gerekeni yapayım, olur mu? Enişteme ve çocuklara da selam söyle.
- Peki Sadık, kendine iyi bak. Enişten gelince onunla da çocuklarla da konuşurum ben. Çok sevinecekler, hem seni de özlemişlerdir. Öpüyorum, kendine iyi bak.
Sadık Bey, telefonu kapattıktan sonra planlar yapmaya başladı. Önce eve bir çeki-düzen vermeliydi. Epeydir temizlik yapmamıştı ve hemen banyoya girerek temizlik malzemelerini çıkarttı, yerleri bir güzel temizledi. Perdeleri ve tülleri çıkartarak çamaşır makinesine attı, koltukları deterjanlı bezle silmeye başladı. Banyo ve tuvaletin fayanslarını, lavaboları, küveti bir güzel temizledi, makinedeki perdeleri ve tülleri çıkarttı, ütüye gerek görmemişti ve sadece kırışıklarını düzelterek hemen astı. Mutfak ve oturma odasının da temizliklerini yaparak sonraki gün de çocukların kalacağı odayı hazırlamak üzere plan yaptı ve yorgunluktan akşam yemeği bile yemeden uyuyakaldı.
Ertesi gün de kahvaltıdan sonra alışverişe çıktı, çocuklara uygun desenli yeni çarşaflar ve nevresimler, şort ve tişörtler aldı, buzdolabını boşaltıp temizleyerek doldurdu. Balkonları da yıkayınca evin temizliği neredeyse bitmişti. Kendine bir yorgunluk kahvesi yaparak salondaki televizyonu açıp izlerken Doğan Bey'in aradığını görüp telefona uzandı. Ona hemen müjdeli haberi verdi ve iki gün sonra ablasının çocuklarla birlikte geleceklerini söyledi, Doğan Bey de sevinmişti. Temizlik ve evde düzenleme yaptığını söyleyerek gelemeyeceğini, herkese selam söylemesini istedi.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
