Bolum 50: Alpha Centauri

29 9 2
                                    

BÖLÜM 50: ALPHA CENTAURI

Periler ülkesine vardıklarında Leon onları karşıladı ve "Erken döndünüz" diye şaşkınlığını belli etti. Kraliçe Sera bu sözler üzerine sadece gözlerini devirdi ve "Evimizi özledik hepimiz de" demekle yetindi.

Biraz sonra Leon'un makam odasına geçtiklerinde Sera ve diğerleri herşeyi olduğu gibi anlattı. Gerçekten de hepsi bu ziyaretten ve gördüklerinden memnun kalmamış, tam bir hayal kırıklığı yaşamışlardı. Leon da duyduklarına inanamamış, daha doğrusu inanmak istememişti. Elfland'ı Periler ülkesiyle kıyaslamalarına ve hatta bazı şeylerin daha güzel olduğuna dair Kraliçe Selanor'un iddiaları hepten çürümüştü. Bunların hepsi demek ki onları ülkelerine gelmeye ikna etme çabasından başka bir şey değildi.

Kraliçe Sera, Leon'a sevgiyle bakarak:

- İyi ki beni dinleyip de kızlarımı onlara vermemişsin Leon. Ben de kendime kızıyorum şimdi. Selanor tanıdığım kadar iyi biri değilmiş meğer. Bunu şimdi daha iyi anlıyorum. Şehri gezip görmedim ama çocukların anlattıklarına göre halkı perişan haldelermiş. Parayla konvoylar düzenleyip çocuklara birkaç elbise dağıtmışlar, bolca yanılsamayla ve gösteriş merakıyla ülkelerini güzel göstermeye çalışmışlar.

- Haklısın, zaten bizim oradaki elçilerimiz de yıllardır bunları söyleyip duruyordu ama bir yere çıkmalarına ve halkın arasında dolaşmalarına bile izin vermediklerini bildiriyorlardı. Demek ki hem ekonomileri, hem de halkın ahlaki durumu tamamen çöküntüye uğramış. Oysa biz konuklarımıza ve yabancı elçilerimize asla ayrımcılık yapmayız. Özgürce gezip dolaşmalarına izin veririz.

- Bir de Ece ve abilerini saraydayken ayakta beklettiler, küçücük bir oda verdiler. Diskoda ayrı bir garson gelerek saygısızca siparişlerini almış. Arvin ve Ardel de hiç karşılık vermemiş. Bunların yaptıkları resmen ırkçılık, bunun başka bir açıklaması yok.

- Bir daha ne olursa olsun Elfland'a gitmek yok o halde. Anlaştık mı çocuklar? Onların iç işlerine karışmamız da doğru olmaz, şahsınıza karşı yapılanları kınamak ya da eleştirmek de devlet geleneğiyle bağdaşmaz. Resmi görevli olarak gitmediniz sonuçta.

Ece, Efe ve Seymen her şey için teşekkür edip izin isteyerek evlerine gitmek istediklerini söylediler ve hepsiyle vedalaştılar. Eve geldiklerinde de kirlenen elbiselerini değiştirdiler, dişlerini fırçalamak zorunda kaldılar. Görevlilerin hazırladığı güzel yemeklerden ve meyvelerden yiyip sohbet ettiler. Ece ders çalışmaya başlayınca Efe ve Seymen de bahçeye çıktılar.

Prenses Gülperi ve Prenses Ayperi, biraz sonra bahçeye gelip yanlarına oturdular ve selam verdiler. Bir süre sessizlikten sonra Gülperi:

- Siz ata binmeyi biliyor musunuz?

Diye sordu. Efe ve Seymen birbirlerine bakarak şimdiye kadar hiç ata binmediklerini söylediler.

- O halde yarın tekboynuzlara binmeyi öğretelim size.

- Bu mümkün olur mu? Onlara ata biner gibi binebilir miyiz?

- Elbette binebilirsiniz. Bunun için yetiştirilmiş özel eğitimli tekboynuzlarımız var.

- Aslında şimdi gidelim derdim ama Ece ders çalışıyor, dediğin gibi yarın gidelim.

- Tamam, anlaştık o halde. Merak etmeyin, sizi üstünden atmazlar. Üzerinde ağırlık bile yapmazsınız. Hem burada yerçekimi çok az, hem de tekboynuzlarımız çok güçlüdür. Hatta kanatlı olanlara binelim.

- Nasıl yani? Tekboynuzlarla mı uçacağız?

- Evet, neden olmasın? Arabalarımızdaki tekboynuzlarla aynı cinsten onlar. Çok hızlı koşarlar, hem de uçarlar istediğiniz yere.

Mina Domun ZombileriWhere stories live. Discover now