Bolum 35: Cadilar Okulunda Ilk Gunler

27 12 2
                                    

BÖLÜM 35: CADILAR OKULU'NDA İLK GÜNLER

Sadık Bey de Ece'den sonra söz alarak Efe ve Seymen'i rahatlattı:

- Merak etmeyin, sizi her gün arabamla götürüp getiririm. Dersler ve ödevler konusunda da hem Ece hem de ben yardımcı olacağız size. Tam notla sınavınızı geçeceksiniz.

Efe hemen atıldı:

- Ne? Ciddi ciddi bir de sınav mı yapacaklar bizi? Peki kalırsak ne olacak? Cadı olamayacak mıyız?

- Sınıfta kalmak gibi bir şey yok aslında. Geçer notu alıncaya kadar dersler tekrarlanıyor okulda. En fazla bir hafta daha gider, gelirsiniz. Yani endişe edilecek bir şey yok. Buraya yakın olması da avantaj, Türkiye'ye yakın ve komşu ülkelerde böyle bir okul yok henüz. Bulgaristan'dan, Mısır'dan, İran'dan filan öğrenciler gelecekler. Haa, bir de üst sınıfın öğrencilerine dikkat edin, sakın onlarla atışmayın, uzak durun. Ben karşılık vermiştim de başım belaya girdi, Ece gelip beni kurtarmıştı.

Ece hemen atıldı:

- Evet ama sizde de kabahat vardı öğretmenim. Ben de sizi uyarmıştım ama siz gidip çocuklarla muhatap oldunuz. Neyse, hepsi de bir güzel derslerini aldılar. Teneffüslerde benim yanımdan ayrılmayın, yeter. Kimse size bulaşmak istemez. Mürüvvet teyzemiz de eski öğretmenlerdenmiş, onu da çok sevip sayıyorlar öğretmenler. 

- Ece, sen beni hala eski Efe olarak görüyorsun sanırım. Artık kimseyle kavga etmiyorum, çok sakin ve olgun biri oldum ben. Ama Mürüvvet teyzemizin geleceğine de çok sevindim açıkçası.

Mina, hemen bu arada söze girdi:

- Bak, Mürüvvet teyze dediniz de aklıma geldi. Hemen onu arayalım ve bu güzel haberi verelim. Yoksa bize gene darılır.

Cep telefonuyla Mürüvvet'i arayan Mina, bu güzel haberi vermeyi Ece'ye bırakarak sadece hal-hatır sordu ve telefonu Ece'ye verdi. Ece, telefonu alınca Mürüvvet'le konuşmaya başladı:

- Mürüvvet, bu akşam bize Korkut Bey geldi ama yüzü oldukça ciddiydi. Biz de cesaret edip yarışma sonucunu soramadık ona. Tam kalkıp giderken birden yüzü gülerek yarışmayı kazandığımızı bildirdi.

Mürüvvet'in de sesi değişmiş, sevinçli bir hal almıştı ve Ece, diğerleri de duysun diye telefonun hoparlörünü açınca sevinç çığlıkları odayı doldurdu.

- Birkaç gün sonra yine Saklıkent'te kurslar başlayacakmış. İlk gün sen de gelmek istersen hep beraber gidelim, ne dersin?

- Olur tabii, gelirim mutlaka. Hem eski okulumu ve öğrencilerimi de yeniden görmüş olurum bu arada. Ama Mina da gelsin bence, bu sene hiç değilse etik ve sosyal dersleri alsın. Uygulamalı dersler zorunlu değil zaten. Yazılı sınavlar elli puan olduğundan sadece onları tam puanla verirse birinci sınıfı geçebilir ve cadılığa hak kazanabilir. 

Mina'nın canı sıkılır gibi oldu ama tüm aile orada olacakları için evde yalnız kalmak yerine oraya gitmek daha iyi olabilirdi onun için. Bunları düşünüp kabul ettiğini Ece'ye başını sallayarak belli edince Ece de Mürüvvet'e bu güzel haberi verdi:

- Tamam Mürüvvet, Mina ablam da derslere katılacak ve bizimle birlikte gidip gelecek okula. Ne güzel, tüm aile orada olacağız.

Doğan Bey'e de selam söyledikten sonra Ece telefonu kapattı ve Mina'nın yanına gelerek ona sarıldı. Mina da onu kucaklayarak saçlarını okşadı. Ece gibi Seymen, Efe ve Sadık Öğretmen de Mina'nın derslere katılacağına çok sevinmişlerdi.

Cadılar Okulu'nun ne zaman başlayacağı ve programı belli olmuştu. Yaz günleri olduğundan Sadık Öğretmen kendi okuluna gidip gelmiyordu ama Mina'nın işyerinden mazeret izni alması gerekiyordu. Senelik izninin tamamını İtalya gezisi için kullanmış olduğundan izin süresi kalmamıştı. Ertesi gün hastaneye giderek bir haftalık ücretsiz mazeret iznini alıp eve döndü.

Mina Domun ZombileriWhere stories live. Discover now