0

3.5K 130 36
                                    

"Heyecanlı mısınız sultanım? Saraya yaklaşmak üzereyiz."

Himayemde olan cariyem ve aynı zamanda en yakın arkadaşım olan Makbule'nin sesini duymamla at arabasından dışarıya bakmakta olan bakışlarımı ona çevirdim ve gülümseyerek başımı salladım.

Ben, Mahnisa Sultan. Yavuz Sultan Selim'in kardeşi Gülbahar Sultan'ın torunuyum. Anneannemi ben çocukken kaybetmiştik. Babam ve annem ile Edirne Sarayı'nda ikamet ederken, elem bir yangında ikisini de aynı anda kaybettiğimde haberi alan hünkarımız Sultan Süleyman Han, birkaç muhafızını beni İstanbul'a getirmesi için yollamıştı. Günlerdir yollardayız ve sonunda saraya yaklaşmak üzereyiz.

İlk defa göreceğim bu saray için oldukça heyecanlıydım. Annem Ayşe Sultan, genç kızken çok defa bu sarayda bulunmuş ama benim için bu ziyaret ilk olacaktı. Keşke annem ile babam da burada olsalardı, onları çok özlüyordum. Veya acımı paylaşacak bir kardeşim olsaydı ama annemle babam da beni bırakınca bu koca dünyada tek başıma kaldım. Yanımda bir tek en yakın arkadaşım olan Makbule vardı. Umarım onu da bu koca sarayda kaybetmezdim.

Topkapı'yla ilgili şimdiye kadar çok şey okudum ve işittim. Haremi oldukça merak ediyordum, oldukça güzel kızlar, şehzadeler ve hünkarımız için yıllarını veriyorlar. Ayrıca bahsi Edirne'ye kadar gelen Hürrem Sultan ve kızı güzeller güzeli Mihrimah Sultan'ı da çok merak ediyorum. Acaba söyledikleri kadar güzel miydi ikisi de? Bildiğim kadarıyla Hürrem Sultan'ın üç tane de şehzadesi var. İkisi sancakbeyi oldukları için sarayda olmayabilir ama Şehzade Cihangir benim yaşlarımdadır ve onun sarayda olduğunu duymuştum. Kendisi kambur bir şehzade olduğu ve bu halde tahta çıkamayacağı için onu hünkarımız onu sancakbeyi olarak atamamış. Ona arkadaşlık edebilirdim.

Bahsini duyduğum bir başka sultan ise, Mahidevran Sultan. Lakin kendisi sanırım şehzadesi Mustafa ile Amasya'da. Ramazan Bayramı yaklaşıyor, belki o zaman gelirler. Mahidevran Sultan'ın, Hürrem Sultan'dan daha da güzel olduğunu duymuştum. Ama Hürrem Sultan çeşitli şeytanlıklar yaparak hünkarımızı kendine aşık etmiş. Hünkarımız ondan sonra neredeyse hiçbir cariyeye dokunmamış ve hala da dokunmuyormuş. Belki yakında Hürrem Sultan haremi bile kapatır. Lakin kendi şehzadelerinin de haremleri var. Şehzadeleri Selim ve Ogeday. Kendileri de sancakbeylerinde oldukları için onlarla da henüz tanışamayacağım sanırım.

Şehzade Selim ile ilgili zaten hiç hoş şeyler duymadım. Kendisi kadınlara ve içkiye çok düşkünmüş. Mütemadiyen sarhoş geziyormuş. Buna rağmen hünkarımız onu çok seviyorlarmış. Kendisi annesine çekmiş olmalı, şeytan tüylü.

Şehzade Ogeday'ın ise yiğit ve cengaver bir şehzade olduğunu duydum. Şehzade Mustafa olmazsa, tahta onun geçmesini istiyormuş halk. Duyduğuma göre Mihrimah ve Hürrem Sultanlar da tahta onun geçmesini istiyorlarmış. Allah hünkarımıza uzun ömürler versin lakin o öldükten sonra taht sarhoş bir şehzadeye kalacağına, ben de şehzadelerimizden Ogeday veya Mustafa'nın geçmesini isterdim. Lakin Şehzade Mustafa varken Şehzade Selim ve Ogeday'ın işi bir hayli zor.

"Sizin yaşınız Şehzade Cihangir ile bir, değil mi sultanım?" diye sordu Makbule.

"Evet, öyle duymuştum. Bu durumda Şehzade Ogeday benden altı yaş, Şehzade Selim yedi yaş, Mihrimah Sultan dokuz yaş, Şehzade Mustafa ise on altı yaş büyük oluyor."

"Umarım şehzademiz Cihangir ile iyi anlaşırsınız, zira onun dışında yaşıtınız olan kimse yok sarayda. Belki Mihrimah Sultan da size ablalık eder, ne dersiniz?"

Kıkırdadım. "Validesi hakkında biraz kötü şeyler duyduğumuzu biliyorsun, o da annesine benziyorsa pek sanmıyorum," dediğimde o da benimle birlikte güldü.

Uzun bir yolculuktan sonra sonunda  sarayın bahçesine geldiğimizde gülümsedim. Çok yorulmuştum ve hamama gitmeye ihtiyacım vardı. Kuş cıvıltıları şimdiden kulağıma dolmaya başlamıştı bile. Sonunda o dillere destan Topkapı Sarayı'nın hasbahçesindeydim.

İktidar Oyunları | ognis.Where stories live. Discover now