18

639 47 30
                                    

-Şehzade Ogeday

Ormanda askerlerle birlikte talim yapıyorduk. Terlediğim için üzerimi çıkarmıştım. Elimde iki kılıç varken bir süre sonra elimdeki kılıçları bırakıp askerleri yumruklarımla etkisiz hale getirmeye başladım.

"Şehzadem! Zannederim bu kadarı kafi, divana katılmanız için hazırlanmanız lazım."

Lalam beni durduğunda gidip ağalardan birinin elinde olan havluyla elimi yüzümü silip diğer ağanın elindeki gömleğimi alıp giydim. Ben ona cevap vermemiştim ama lalam hala konuşuyordu.

"Payitahttan döndüğünüzden beri halinizi hiç iyi görmüyorum şehzadem."

"Her dediğini yapıyorum lala, elim kolum bağlı duruyor öyle. Sevdiğim hatundan dahi vazgeçtim. Daha ne bekliyorsun benden?" Alayla güldüm.

"Görüyorum halinizi ve bu beni çok üzüyor fakat elimizden bir şey gelmez. Hünkarımızın emirlerine karşı boynumuz kıldan ince."

"Sen valideme bir şey anlatmasaydın bunların hiçbiri yaşanmazdı."

"Ben sadece Hürrem Sultanımızı ikaz ettim, o da sizi korumak içindi. Yine de Allah razı olsun hünkarımızdan, sürgün edebilirlerdi sizi."

"Ha Kütahya'da kalmışım ha dünyanın öbür ucuna sürülmüşüm ne fark eder?!" diye bağırdım sinirle.

"Öyle demeyin. Allah geçinden versin hünkarımıza bir şey olursa, payitahta en yakın sancak burası. Siz bir kuş misali uçup tahta konabilirsiniz, bunun kıymetini bilmek lazım."

*

Dairemde oturmuş kitap okurken kapı çalındı. Buyur verdiğimde içeri giren tabii ki de lalamdı. Ondan başka ziyaretime gelen de olmuyordu zaten bu sarayda.

"Şehzadem, Amasya'dan Şehzade Mustafa Hazretleri bu mektubu size göndermişler." Eğilerek bana mektubu sunduğunda telaşla ayağa kalktım.

"Mustafa ağabeyim mi?" diye sordum ve aceleyle açtım. Ben de bunu bekliyordum ama rolümü iyi oynamam, hiç haberim yokmuş gibi görünmem gerekiyordu.

Mektubu açıp lalamdan uzaklaşarak okudum. Ardından arkamda merakla beni izleyen lalama dönüp konuştum.

"Beni çağırıyor lala. Tebdil halde gelmemi istemiş."

"Nasıl olur? Bunun çok tehlikeli olduğunu bilmezler mi?" diye şaşkınca sordu lalam.

"Belli ki çok mühim, belki de ihtiyacı var bana. Derhal hazırlıkları yap, yola çıkıyorum," dedim tepkisiz kalmaya çalışarak.

"Şehzadem zinhar olmaz. Emniyetiniz için buna müsaade edemem."

"Ne yapacaksın lala, yoksa beni yine valideme mi şikayet edeceksin? Öyleyse hiç durma zira Mustafa ağabeyim beni çağırıyorsa iki elim kanda olsa giderim."

"Ben sizin yanınızdayım şehzadem. Kellemin gideceğini bilsem dahi, ben sizin yanınızdayım. Sizi korumaktan başka bir maksadım yok, olamaz. Madem ki gitmekte bu kadar kararlısınız, bu mesele aramızda bir sır olarak kalacak."

Ardından atım hazırlandı ve Amasya'ya doğru sürdüm. Akşam olduğunda ağabeyimin sancağına anca varabilmiştim. Beni, ağabeyimin en yakın arkadaşı saydığı Taşlıcalı Yahya karşıladı ve ağabeyimin yanına götürdü.

"Ağabey," diyerek sarıldım bana gülümseyerek bakan ağabeyime.

"Hoş geldin kardeşim."

"Hoş bulduk. Mektubunu alır almaz yola koyuldum, burada mı?" diye sordum merakla.

İktidar Oyunları | ognis.Where stories live. Discover now