13

931 109 27
                                    

-Şehzade Ogeday

Uyanıp kahvaltımı yaptıktan sonra çalışma daireme geçtim. Odada yalnız olacağımı düşünüyordum lakin lalam benden evvel gelmiş, beni bekliyordu.

"Şehzadem," dedi beni gördüğünde ve eğilip selam verdi.

"Bir haber var mı lala?" diye sordum elinde bir mektup gördüğüm için.

"Her zamanki havadisler. Çarşıya gideceğinizi söylemiştiniz?"

"Vazgeçtim. Zihnimi dağıtırım sandım lakin mümkünatı yok. Ben kararımı verdim lala." Merakla bana baktığında devam ettim. "Selim'in marifetlerini babamın bilmesi şart."

Sıkıntıyla başını iki yana salladı. "Bu mevzuda anlaştığımızı sanıyordum."

"Öyle elim kolum bağlı oturamıyorum lala. Selim'in hakiki yüzünü herkes görmeli," dedim sinirle.

"Şehzade Selim'i bilmez gibi konuşmayın. Bire bin katarak anlatacak, siz de itham edileceksiniz," diyerek beni uyardı lakin ben kararımı vermiştim bir kere.

"Razıyım ben. Hem ne olabilir ki, ne kaybederim? Kütahya'dan mı sürecekler beni, varsın sürsünler."

"Şehza-" Sinirle sözünü kestim.

"Ben tehditlere boyun eğmem lala. Hele Selim'in karşısında asla diz çökmem." Başını eğdiğinde anlaştığımızı anladım.

Babama yazacağım mektup için masama oturdum. Geceden beri kafamda tasarladığım için yazıya dökmek de zor olmamıştı, birkaç dakika içinde bitirmiştim. Son olarak kendi mührümü bastığımda başımda dikilen lalama elimdeki kağıdı uzattım.

"Her şeyi izah ettim lala, ağabeyimin yaptığı her şeyi anlattım. Kendi gidişimi de saklamadım. Hünkarımız bu mevzuyu işitecekse benden işitsin, neyse hesabı veririm."

"Haklısınız şehzadem, belki de böylesi en doğrusudur," dedi uzattığım kağıdı alırken.

"En hızlı ulağımıza ver, bir an evvel bitsin bu iş."

"Emredersiniz," dedi ve selam verip çıktı.

Günlerdir bu olay beni yiyip bitiriyordu. Ağabeyimin yaptıklarını kendimi korumak için saklamak bana doğru gelmiyordu. Benim zararıma bile olsa böyle bir şeyin örtbas edilmesine sessiz kalamazdım. Ne olacaksa olsundu, tek isteğim Selim'in hak ettiği cezayı almasıydı.

*

"Sancağıma döneli aylar oldu. İçimde susturamadığım bir ses var. Zihnimin bir köşesi hep seninle meşgul. O bahçede, o kuytu köşede kaldım sanki."

Kapı çaldığında yazmakta olduğum mektubu kitaplarımın arasına sıkıştırdım. Buyur verdiğimde içeri lalam girdi.

"Neden hala haber yok lala? Hünkarımıza yolladığımız mektup çoktan yerine ulaşmış olmalı," dedim sıkıntıyla. Neredeyse bir hafta olacaktı göndereli ve cevap gelmedikçe ben daha da meraklanıyordum.

"Bir malumat yok, bekliyoruz."

"Hünkarımızın eline geçmesine mani olmuş olabilirler mi?" diye sorduğumda lalam başını salladı.

"Mümkün elbette. Hürrem Sultanımız vaziyetten haberdar olduysa müdahale etmiş olabilir." Ofladım.

-Mahnisa Sultan

İktidar Oyunları | ognis.Where stories live. Discover now