16

768 48 48
                                    

Bölüm geç geldiği için çok özür dilerim aşklarım ama corona oldum ve birkaç gündür yataktan kalkamıyorum maalesef. Bugün biraz daha iyiyim ve sonunda yayınlayabildim. Yeni bölümü de dört gün sonra yayınlayacağım inşallah bir aksilik çıkmazsa. Siz de oy ve votelerinizi unutmayın pls ❤😘

-Şehzade Ogeday

"Hepimizin hataları oldu lakin hünkarımız Selim'in kabahatlerini nedense görmezden geliyor," dedim.

Ağabeyim Mustafa, kardeşim Cihangir ve ben Has Bahçe'de oturuyorduk. Kaptanıderya Hızır Hayrettin Paşa'nın cenazesi için ağabeylerim Mustafa ve Selim Topkapı'ya gelmişlerdi.

"Manisa hadisesinden sonra hünkarımız Selim ağabeyimin lalasını vazifesinden azletmiş diye işittim," dedi Cihangir ağabeyime bakarak, "Dava da yeniden görülecekmiş."

"Bu bir ceza değil Cihangir. Hünkarımız, Selim'in adalet önünde aklanmasını istiyor sadece."

"Ben olsaydım kesin sürgün edilirdim," dediğimde Cihangir kıkırdadı.

"Öyle diyorsun ama hünkarımız daha dün affetti seni."

"Ne oldu ki?" diye sordu ağabeyim. Onun henüz hiçbir şeyden haberi yoktu.

"Payitahta izinsiz geldi. Üstüne bir de Mahnisa'yla-"

"Cihangir!" diyerek kardeşimin sözünü kestim aceleyle.

"Herkesin bildiği şeyi Mustafa ağabeyimden mi saklayacaksın? Söylesene, Mahnisa'ya aşık oldum, o yüzden geldim desene."

"Doğru mu bu?" diye sordu ağabeyim şaşkınca. "Teamülleri biliyorsun Ogeday, böyle bir münasebete zinhar izin verilmez."

Başımı salladım. "Biliyorum ağabey. Hiç gelmemeliydim fakat mani olamadım kendime. Mahnisa da hayli üzüldü benim yüzümden zaten."

Adım seslerinden birinin yanımıza yaklaştığını anladık ve aynı anda gelen kişiyi görmek için başımızı çevirdik. Ağabeyim Selim, bize doğru yaklaşıyordu.

"Ne oldu neden sustunuz, ben geldim diye mi?" Sorduğu soruya gözlerimi devirdim.

"Mühim bir mesele değil Selim, sohbet ediyorduk sadece. Gel, sen de katıl bize," diyerek Cihangir'in yanındaki boş yeri gösterdi ağabeyim.

"Birilerini rahatsız ediyorsam gidebilirim ağabey."

"Bulaşma Selim zaten canım burnumda, üzerime gelme."

Selim bir şey demeden Mustafa ağabeyimin gösterdiği yere oturdu. Bir süre oluşan sessizlikten sonra ilk konuşan Cihangir oldu.

"Babam kimi tercih edecek onu konuşuyorduk, nihayetinde bir kaptanıderya seçilmesi lazım. Sence kim olur?"

"Hünkarımız kimi isterse o Cihangir."

"Doğrusu muazzam bir tespit. Sen Manisa'yı da mı böyle idare ediyorsun? Gerçi nasıl idare ettiğini gördüm zaten," diyerek dalga geçtim onunla.

"Neden bu öfken Ogeday, kendi kazdığın kuyuya düştün diye mi?"

"Ben sadece senin ne tıynette olduğunu ortaya çıkarmak istedim lakin buna lüzum kalmadı hünkarımız her şeyi öğrenmiş zaten. Zavallı bir esnafın canını aldın; sonra da karısını parayla, tehditle susturdun. Hem de ne için? O esnaf hakikati söylediği için."

"Ogeday, sakin ol," diyerek beni uyardı Mustafa ağabeyim.

"Senin yaptığına ne demeli Ogeday? Bir düşman gibi sinsice geldin sancağıma. Eminim o esnafı da sen ayarlamışsındır." Sinirle güldüm. "Zaten maksadın bu. Beni herkesin gözünden düşürmek için ne lazımsa onu yapıyorsun."

İktidar Oyunları | ognis.Where stories live. Discover now