Bölüm 4.1 ✷

17.1K 1.3K 130
                                    


Mideme gitmesi gereken su suratına çarpınca yüzünü buruşturmuştu. Ama bu sadece anlık bir tepkiydi ve ben öksürük krizindeyken kendisini duvardan itip bana doğru uzandı.

Boğazıma kaçan su çoktan gitmiş olsa da arkasında kaşınan bir boğaz bırakmıştı. Sürekli öksürmeme ve nefessiz kalmama neden olan da o histi. Neyse ki kendimi tutmaya çalışırken düzelmiştim bile.

"İyi misin?" dedi omzuma dokunarak.

Dokunduğu yerden itibaren vücuduma yayılan elektrik dalgasını yok saymaya çalışarak boğazımı temizledim. "Sanırım."

Elini çekti ve cevap vermedi. Yüzüne baktığımda başını diğer tarafa çevirmişti ve dudaklarını birbirine bastırmış, gülmemeye çalışıyordu. Sinirlenmesi gerekmez miydi? Oysa şu anki tavrıyla sinir olan bendim.

Gülmeyi bırakıp bana beklentiyle bakmaya başlayınca nedenini anlamamıştım. Soran bakışlarıma, "Peki, cevabın ne?" diye yanıt verdi.

Anlaşmadan, onun işlerine yardımcı olmaktan ve evliymişiz gibi davranma konusundan bahsediyordu. Bu şekilde sorunca gerçek bir evlilik teklifi almış gibi tuhaf hissettim. Ama sonuçta sadece rol olacaktı.

O da söylediğinin kulağa nasıl geldiğini fark etmiş olmalı ki, "Yani dediklerim hakkında ne düşünüyorsun?" diye ekledi. Belki de sadece neyi kastettiğini anlamadığımı sanmıştı.

Durup söylediklerini değerlendirdim zihnimde. Sonunda merakım baskın geldi ve "Neden bir kaçaksın?" diye sordum.

Kaşlarını kaldırarak baktı bana. "Katil olmamdan mı korkuyorsun?" dedi gülerek. "Merak etme, seni öldürmeye niyetim yok." Bir kez daha gülüşüyle nabzımın hızlandığını hissetmiştim. Bu duyguya alışmam gerekecekti. "En azından şimdilik." diye ekledi göz kırparak.

Sırıtışı bulaşıcıydı, elimde olmadan güldüm. "Eh, aynı şeyi bende söyleyebilirim sanırım. Beni tanımıyorsun."

"Aslında bu daha tehlikeli. Çünkü ben en azından kendimi tanıyorum."

Sinir olarak gözlerimi kıstım. "O halde beni sınamamalısın."

"Eğlenceli olacağına eminim." Gülmeyi keserek ciddileşti. "Başka sorun var mı?" dedi konumuza geri dönerek.

Evlilik ve anlaşma konularında yorum yapmama gerek yoktu bile. Rahatsız eden ya da yapamayacağım bir görev verirse vazgeçebilirdim. Ne yapabilirdi? Bilebilmem için kişiliğini çözmem gerekirdi. "Hala neden arandığını söylemedin."

İç çekerek başını iki yana salladı. "Bilmen şart mı?"

Omuz silktim. "Sanırım fazla meraklıyım."

"Bu kötü, çünkü bu konuyu henüz anlatamam. Şimdilik iftira atıldığını ve ihanete uğradığımı bilmen yeterli."

"Pekala. Sana güvenmekten başka çarem yok gibi görünüyor." Sonuçta beni bulan ve bana yardım eden oydu. Buna mecbur olmaması bir yana, isteseydi çoktan beni öldürmüş bile olabilirdi.

"Bu kabul ettiğin anlamına mı geliyor?"

"Evet." dedim sesimin normal çıkması için dua ederek. Böyle bir anlaşma yapmak insanı heyecanlandırmaya yetiyordu. "Adın ne?" diye sordum karşımdaki kişiye dair hiçbir şey bilmediğimi fark ederek.

Bir iki saniyelik tereddüdün ardından "Khairos." dedi. Gerçek adı olup olmadığını merak ettiysem de sorgulamadım.

"Normalde burada mı kalıyordun?" diye sordum.

ElisyaWhere stories live. Discover now