Bölüm 11 ✷

13.8K 1K 57
                                    

Halime gülerek iki yana salladı başını Khairos. "Fazla heyecanlısın."

Omuz silktim. "Günlerim çok sıkıcı geçiyor."

Kaşlarını kaldırdı. "Eğlenmeniz için ne yapabilirim, leydim?"

Konuşma tarzındaki farklılığa şaşkınlıkla gülümsedim. "Arada bir aksiyon iyi gelir, lordum." kelimeleri döküldü dudaklarımdan. Belli etmeden sağımdaki adama baktım kısa bir an için. Masasının üstünde içki, yanında da genç bir kız vardı. Sırtının kısmen bana dönük olması yüzünün yarısını görmemi engelliyordu. Kızın üstünde dolaşan gözleri, en azından görebildiğim gözü, sarhoşluğa adım adım yaklaştığını haykırıyordu bakışlarıyla. Zayıf vücudu bir hırsızın sahip olması gereken çeviklikteydi. Dikkat çekmeden bakabileceğim kısıtlı anda tek görebildiğim bunlardı.

Gözlerim tekrar Khairos'u bulduğunda ne düşündüğümü anlamak istercesine yüzümü inceliyordu. Bir şey söylemesine fırsat bırakmadan dirseklerimi masanın üzerine koyarak ona yaklaştım. "Anlaşılan beni devre dışı bırakamayacaksın." Adamın yanında kızın olması ikinci planımızı uygulamaya itiyordu bizi. İkisi üst katta bulunan odalardan birine geçtiğinde peşlerinden gidecektik. Böylelikle adamı dışarıda takip etmemiz ve yakaladıktan sonra nöbet tutmam gerekmeyecek, yanlarında olabilecektim.

Tekrar onaylamayan bir tavırla başını iki yana salladı. Ancak bu defa ifadesinde hafif bir hoşnutsuzluk vardı. "Yüzünü görmesi senin için iyi olmayabilir."

İleriye dönük düşünüyordu, daha sonra başıma bela açmaması adına. Omuz silktim. "Teklifini kabul ettiğim an daha büyük tehlikeleri de göze almıştım zaten." dedim. Bu konunun pek zarar vermeyeceğini düşünsem de rahat etmesi için başlığımı kafama geçirdim. O sırada dikkatinin dağıldığını fark edince yanımızdaki çiftin kalktığını anladım. Zamanın bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordum. Dirseklerini masaya koyan Khairos bir elini yanağıma uzattı. Sevgili rolünü oynayacak kadar vaktimiz olmamıştı. Kimsenin bize dikkat etmediğini umuyordum. Ufak masa üzerinde birbirimize yakınken Khairos daha da yaklaştı ve son anda vazgeçmiş gibi ayağa kalktı aniden.

Çiftin peşinden ayaklanırken Khairos'un eli bileğimi sardı ve peşinden beni de çekerek yürümeye başladı. Bir an önce baş başa kalmak için sabırsızlanıyormuşçasına hızlanan adımlarımız merdivenlere yönelmişti. Geçen her saniyeyle kalp atışlarım hızlanmış, olacakların beklentisiyle kanım kaynamaya başlamıştı.

Üst kata çıktığımızda adımlarımız yavaşladı ve temkinli bir havaya büründü. Loş ışığın hüküm sürdüğü koridor tamamen boştu. Hangi odaya girdiklerini görebilecek kadar hızlı davranamamıştık. Bütün odaları basamayacağımız içinde Khairos'a çevirdim başımı. Dile getirmediğim sorumu yanıtladı sessizce. "Bekleyeceğiz."

Kısa cevabı karşısında alayla kaldırdım kaşlarımı. "Bende pes edip gideceğimizi sanmıştım." Beklemek, yaptığımız planların hepsinde vardı zaten.

Loş ışıkta bile parlayan gözlerini gözlerime dikti. "İşleri bittikten sonra ilk Agenor çıkarsa," çenesiyle karşımızdaki odayı gösterdi, "Onu o odaya alacağım. " Kız çıkarsa da ardından odaya gireceğiz, diye tamamladım içimden planını. Anlamak zor değildi.

"Burada mı bekleyeceğiz?" Normalde bulundukları odanın yanındaki odada bekleyecektik. Oysa yerlerini bilmemek işleri karıştırıyordu. "Biri gelirse dikkatini çekmez miyiz?"

Ağzımı kapattığım an sözlerimi doğrulamak istercesine merdivenlerden ayak sesleri geldi. Khairos'un beni arkamdaki duvara yapıştırmasıyla şaşkınlık dolu ufak çığlığımı yutmak zorunda kaldım o an. Bir eli sağ bileğimi duvarda tutarken diğer eli belimdeydi. Başı boyun boşluğuma sokulduğunda fısıltı halinde çıkan sesiyle yavaşça konuştu. "Bu odaların olduğu katta, bu şekilde kimsenin dikkatini çekeceğimizi sanmıyorum." Ağzından çıkan kelimeler sıcak nefesi eşliğinde tenime çarparak ürpermeme neden olmuştu. Yüzünü göremesem de sırıttığını hissedebiliyordum. Cevap veremeden koridorun başında beliren uşağa baktım. Bize kaçamak attığı bakışın ardından en baştaki odaya girdi. Kapısında dolu olmadığını belirten işaretin olduğu oda...

ElisyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin