Bölüm 6 ✷

14.6K 1.2K 83
                                    


"Daha yeni taşındık, hangi ara haberleri oldu ve akşam yemeğine çağırmaya karar verdiler?" Uzun cümlem bittiğinde nefessiz kalmıştım.

Omuz silkti. "Burada haberler çabuk yayılır." Etraftaki evlere bakıyordu. "Acıktın mı?"

"Kurt kadar hemde." dedim elimi karnıma götürerek.

Gülerek önüne döndü ve eve doğru yürümeye başladı. "Gel o zaman. Bende seni bekliyordum kahvaltı için."

Havaya bakarak "Artık öğle yemeği." dedim. "Sen ne yapıyordun burada?"

"Masa." Tahtalara bakınca bunun oldukça bariz olduğunu fark ettim. Sadece masayı yana devirmiş ve bacakları olması gereken tahtaları tutturmuştu. Khairos'uizlemek yerine ona baksaydım bu soruyu sormam gerekmezdi bile. 

İçeriye geçip duvar kenarındaki çantaya yöneldi. Kahvaltılıkları çıkarmasına yardım ederken "Dünyadaki çoğu dili bilen birini biliyorum." dedi.

"Ondan konuştuğum dilin nereye ait olduğunu bulmasını isteyeceksin." diye tamamladım aklındaki planı tahmin ederek.

Kurduğumuz ufak sofraya yerleşip ağzına bir parça peynir attı. Çiğnerken başıyla söylediklerimi onaylıyordu. "Eğer nereli olduğunu bulabilirsek aileni aramamız kolaylaşabilir."

Sonunda atabileceğim bir adım bulmanın heyecanıyla "Nerede bu kişi?" diye sordum.

"Hourka kasabasında."

"Uzak mı?"

"Gidip gelmek yaklaşık bir günümüzü alır."

"Harika. Hemen yola koyulalım."

"Hey, sakin ol." dedi sırıtarak. "Önce buraya yerleşelim ve evi toparlayalım." Haklıydı, daha yeni gelmiştik. Üstelik bu akşam katılmamız gereken bir yemek vardı.

Sofrayı toplarken "Tuvalet nerede?" diye sordum.

"Dışarıda, arka tarafta kalıyor."

"Dışarıda mı?" Şaşırmıştım. Ama zaten evin içinde olmadığına göre başka seçenek yoktu.

Bana söylediğim anlamsızmış gibi baktı. "Sarayda değiliz. Evin içinde olacak hali yok."

Hiçbir şey hatırlamadığım için sustum. Yine de garipsemiştim.

Eşyalarının durduğu köşeye yöneldi Khairos. "Kolundaki sargıyı aç, merhem sürelim." dedi. Eşyalarını karıştırıyordu. Başımla onaylayıp elbisemin kolunu kıvırdım ve krem rengi bezi çözdüm. Birbirine paralel sayılabilecek iki uzun kesik vardı. Çok fazla derin olmasalar da iz bırakacakları belliydi.

Elindeki malzemelerle yere oturdu. O, duvara yaslanırken ben de yanındaki boş yere yerleşip o söylemeden kolumu uzattım. Bana doğru döndü ve zaman kaybetmeden yarayı temizlemeye başladı.

"Kasların iyi olduğu için fazla kesmemiş." Kaşlarını çatmıştı. Sol eliyle kolumu sabitliyordu ve teninden tenime geçen sıcaklık dikkatimi dağıtıyordu. "Ama kaslarının bu kadar sıkı olması daha fazla soru demek. Önceki hayatını merak ediyorum doğrusu."

İnan bana bende merak ediyorum, diye geçirdim içimden. Ama sadece kendi hayatımı değil senin hayatını da... "Bir tahminin ya da fikrin var mı? Nasıl biri olduğuma dair?" Mutlaka aklından ihtimalleri geçirmiş olmalıydı.

Bir an için temizlemeyi bırakıp yüzüme baktı. Gri gözlerindeki koyu hareleri görecek kadar yakındım ona. "Tahminim asi bir kişiliğinin olduğundan yana." Dudaklarının köşeleri kıvrıldı. "Büyük ihtimalle evinde uslu uslu oturman gerekirken dışarıda başını bir belaya soktun." Dönüp yarayla ilgilenmeye devam etti.

ElisyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin