3.bölüm

17K 425 22
                                    


Alkolden gevşeyen vücudum, onun sesiyle gerilmişti. Yavaşça arkamı döndüm, yakınlığına şaşırmıştım. Bir adım geriye gidip

"aron bey" dedim. Yine yüzünde geçen seferki alaylı ifade vardı.

"bey mi? Bu kısmı aştığımızı sanıyordum." dedi.

"aşamamışız demek ki aron bey" dedim.

Bir adım geldi ve "bugünki davetime neden katılmadığınızı sorabilir miyim" dedi.

"emrivaki şeylerden, gereksiz yakınlıklardan hoşlanmam Aron bey. İş harici görüşmek için bir nedenimiz yok. Bir daha ofisime çiçek göndermenizi istemiyorum. Yeterince açık konuştuğumu düşünüyorum." dedim.

"sevgilin mi var?" dedi.

Sinir kat sayım gittikçe yükseliyordu çünkü karşımda hayır denilince illa bir erkek arayan zihniyet vardı.

"bu sizi ilgilendirmez. Lütfen daha fazla uzatmayalım."

"simge, böyle yaparak beni kendine daha çok çektiğinin farkında mısın?" dedi.

"bakın sizin hastalıklı düşüncelerinizle ilgilenmiyorum. Rahat bırakın beni" dedim.

Edanın yanına gittim, emre su içiriyordu. Sinirli halim yüzüme yansımış olacak ki ikisi de "ne oldu, iyi misin" diyorlardı.

"iyiyim, sağol emre. Eve geçelim artık geç oldu. Bize bir taksi çağırır mısın" dedim.

Emre "5 dakika bekle, bende çıkayım aynı yere gidiyoruz zaten" demişti. Kafamı salladım. Artık yüksek sesli müzik rahatsız etmeye başlamıştı. Telefonu elime aldım, kuzeyden gelen 3 cevapsız çağrı ve mesaj vardı. Mesaja tıkladım.

"Simge merak ettim seni, edanın telefonu da kapalı. Iyi misiniz? Görünce saat kaç olursa olsun beni ara" yazmıştı.

Buraya geldiğimizden beri hiç telefona bakmadığım aklıma geldi. Eve gidince arardım, şimdi yüksek ses vardı. Emre bir arkadaşıyla konuşup bize doğru geldi. Edanın koluna girdim ama ayakta duracak hali yoktu. Diğer koluna da Emre girince arabaya doğru gittik. Emre yandaki blokta oturuyordu ama kata kadar benimle gelmişti. Edayı içeri taşıdık.

"kahve ister misin? İçeri geçsene" dedim.

"olur valla hayır demem" dedi. O salona geçerken ben edanın üzerini değiştirdim. Benim yatağıma yatırdım. Kendimde hızlıca eşofmanlarımı giydim, saçımı topuz yapıp mutfağa geçtim.

"Türk kahvesi, espresso, filtre kahve ne içersin?"

"sade Türk kahvesi"

"tamamdır emre bey, hemen hazırlıyorum. Bu arada kokteyli beğendim." dedim.

"beğenmene sevindim, arda var ortağım, tanışmıştınız. Farklı tatlar deniyoruz onun sayesinde. Gelen yabancılar daha çok beğeniyor bunları. Biliyorsun seçenekler çok az bizim ülkede" dedi

"evet bazen beraber geldiğim kişilerde lounge I çok seviyorlar." dedim. İş hakkında birkaç yeni fikri vardı. Yurtdışına açılmak istediklerini söyledi. Emre gece hayatı içerisinde olup alkol ile arası olmayan nadir insanlardan. Yönetim kısmıyla ilgili çalışmalar yapıyor genelde. Sohbet sohbeti açtı ancak esnemeye başlamıştım.
Emre bu halime gülüp "ben gidiyorum uykucu, görüşürüz" deyip çıkmıştı.

Kuzeye yarın arayacağıma dair mesaj attım, şuan konuşacak gücüm yoktu çünkü. Duşa girdim, saçlarımı kurutmadan direkt yattım.

Haftasonu alarmsız uyanmak mükemmeldi. Ufak bir baş ağrım vardı ama bu bile cumartesiyi sevmeme engel olamazdı. Eda yatağın ortasına kadar gelmiş, o kadar dağınık yatıyordu ki kalkmam çok kolay oldu.

TAKINTILI  +18(tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin