26.bölüm 📛

12.5K 196 9
                                    


Sabah olduğunu biliyordum ama saatten haberim yoktu. Yanımdaki yastıktaydı gözlerim. Gece boyu kendimi tutmuştum. Daha fazla dayanamayıp yastığını aldım. Sarılıp kokladım. Arada burnuma değen koku şimdi ciğerlerimi doldurmuştu. Yine ondan kaçarken onu istiyordum. Sıkıca sarılsın, ben kararlar verirken hep ondan yana olayım.

Odanın kapısı minik biri tarafından tıklatıldı. Varla yok arası sesi duydum. Sonra kapının önünde olan "uyuyor mu, girsem kızar mı" konuşmalarını. Yataktan kalkıp kapıyı açtım.

"günaydın bal kız, uyumuyorum ve evet gelebilirsin" deyip eğilerek reverans yaptım. Gülüşleriyle yatağa koştu. Hacer hanıma bakıp tebessüm ettim. Sonra yatağın boş kısmına gidip yattım. Bir süre gıdıkladım onu. Şu gülüşlerine bayılıyorum. Sohbet ettik, nerede olduğumu soruyordu. Evden giden gelenler.

"babam işe mi gitti?" yalan söylemek istemiyorum sana ama evet mecburum.

"evet canım, bu aralar yoğun çalışacak. Bizde evde takılırız. Karen sana bir şey soracağım, bizimle mutlu musun? Yani bana alıştın mı dürüst olacağını biliyorum asla sana kızmam kırılmam çekinmeden söyle. Ev sana iyi geliyor bu?" gözleri dolmuştu. Yanlış bir şey mi söyledim.

" beni gönderecek misin simge abla, ben burayı çok seviyorum. Seni de çok seviyorum nolur gönderme beni. Mutluyum ben. Odamı seviyorum " kalkıp sarıldım ona. Sen neler yaşadın acaba? Büyüklerin savaşında küçük masum bir kızsın.

"Karen, bana bak canım. Ağlama lütfen. Kimse bir yere gitmiyor. Aklından çıkar bunu. Sen istesen de ben seni bırakmam. Senin evin burası. Bir daha böyle şeyler düşünürsen hepimiz çok üzülürüz. Herkes seni çok seviyor. Anlaştık mı?" başını sallayıp gözlerini sildi. Geriye çekti kendini.

" parktaki çocuklar yanındakilere anne diyorlardı. Benim annem sen misin? Babam gelecek demişti, geldin zaten. Anne diyebilir miyim sana artık ? "

Anne mi? Ben Anne olamam ki. Karnıma baktım. Boğazım düğümlendi. Karen çocuğumuzdu. Arondan bağımsız zaten onu seviyordum ben. Ama annelik? Onu doğuran kadın başkaydı. Gerçi öldürdüm demişti ama doğrusunu bilmiyordum. Ondan yavrusunu, anneliğini çalmış olmaz mıydım? Benden gözlerini ayırmadan bakan karene baktım. Bir çocuğum olsa onun gibi olsun isterdim. Arona benzeyen esmer güzeli kızım. Karşımdaydı işte. Kollarımı açtım. Bencillik yapacaktım ama yeri hep burası gibi hissediyordum.

"annen değilim Karen ama gel, diyebilirsin. Sen nasıl istersen öyle söyle. Ben de sana güzel kızım diyebilir miyim?" deyince kıkırdadı. Saçları artık daha çok çıkmıştı. Ellerimle okşadım.

"ben senin güzel kızın mıyım?"

"evet, ve şuan aç halimle seni yiyebilirim" diyerek tekrar gıdıkladım. Koşarak benden kaçıp mutfağa gidiyordu. Banyoda işlerimi halledip crop Tshirt ve gri eşofmanımı giyerek aşağı indim.

"evet hanımlar, günaydın herkese. Çayımız hazırsa karen hanımın canı bugün ne ister"

Yardımcılar gülerken karen dudaklarını büzüp bilmiyorum dedi. Ona tam buğdaydan pankek yapmaya başladım. Bir taraftan çizgi film izliyordu pencere kenarında diğer yandan istediği meyveleri sayıyordu. Kızlar meyveleri hazırlarken bende buradaki masayı kurdum. Şeftali suyunu da doldurduğumda masamız hazırdı. Bol sohbetli kahvaltımızda keşke Aron da olsa dedim. Onunla konuşmaya hazır değildim. Mithat birkaç kere bir şey unuttum bahanesiyle mutfağa gelmişti. Hatta bir ara telefonuyla fotoğraf çektiğini bile fark ettim. Televizyona yansıyan kendisini görmemişti ama bir şey söylemedim.

Işe gidip kafamı dağıttım. Akşama kadar yoğun çalışınca bir şey düşünemez olmuştum. Yakında karen ve Aron un doğum günü vardı. Karen in hediyesi hazırdı. Aron a bir şey bulamamıştım. Kutlar mıydık onu da bilmiyorum.

TAKINTILI  +18(tamamlandı) Where stories live. Discover now