11.bölüm

9.8K 336 8
                                    


Eve gitmem gerektiğini söylemiştim. Daha ev konusunu konuşmadık ama şuan salonda oturmuş kahve içiyorduk.

"Aron, diğer evin işleri bitene kadar burada kalsam olur mu, yapmam gereken şeyler var. Eşyaları toplamam lazım" deyip ikna etmeye çalıştım.

"işlerini bende kalırken de halledersin, bir bilgisayar lazım sadece sana, ayrıca birilerini gönderirim hemen toplarlar " demişti.

"evimde yabancı insanlar istemiyorum. Ben kendim toplarım. O zaman bari bugün kalayım yarın gelirim. Sonra da yeni eve geçeriz" gözlerine bakıp gülümsedim.

"ben bugün kalan işlerle ilgilenirim. Sana gönderirim seçersin her şeyi. Sadece bugün simge." deyince tamam diyerek kafamı salladım. Aron çıkınca ben de çıktım, ofise uğradım. Yeni departman bitmiş, çizimdeki gibi çok güzel görünüyordu. İmzaları atıp, herkesle selamlaştım. Evlilik için tebrik ediyorlardı.

Kutlama yemeğini lounge de yapmak için emreyle konuştuk, Aron un karşı çıkacağını sanmıyordum. Arayıp haber verdim. Yarın akşama ayarlamıştık. Babaannemler de öğleden sonra gelecekti. Babamın buradaki evini arayıp hazırlamalarını söyledim. Uzun zamandır kimse kalmıyordu.

Kapıda anahtarımı ararken yerde bir zarf gördüm. Eğilip aldım, yazısını tanımıştım.

"hediyelerini aldım simge. Teşekkür ederim her şey için. Yeni yaşım planladığım gibi gitmedi. Sana söylemem gereken şeyler var. Akşam yeni evde bekliyorum. Konuşalım. Kendimi açıklamama izin ver. Özür dilerim. "

Kuzey in yazdıklarını görünce pişmanlığını fark ettim. Olayları ondan dinlememiştim hiç. Adamlara görünmeden gidip gelirdim hemen.

İçeri girdim. Notu parçalayıp çöpe attım. Güvenliği arayıp bir koli göndermelerini söyledim. Eşyaların bir kısmını yine burada bırakacaktım. Ben yeni evim için planlar yaparken şuan evliydim ve görmediğim bir eve gidecektim yine.

Valize yeni aldığım eşyalarımı koydum, sevdiğim ayakkabı ve çantaları aldım. Koliye albümleri koydum. Ben nereye onlar oraya. Hazırdı her şey. Kapı önünde duran bir koli ve iki valizdi koca hayatım. İstanbuldan urfaya giderken o kadar alışmıştım ki hemen valiz hazırlar, o kadar kiloyu tek başıma çekiştirirdim.

Daha fazla gecikmeden çıkmam gerekiyordu. Son kez Aron u arayıp evde olduğumu, eşyaları topladığımı söyledim. Işıkları kapatmadan çıktım. Dışarıdaki adamları nasıl atlatırım diye düşünüyordum şimdi. Asansörün orada bir süre bekledim. Çamaşırhanenin büyük arabası geldi. Otellerdeki gibi valiz taşıyan metal araba sepetlerle doluydu. Hemen bende yanında yürümeye başladım. Çalışanın sorgu dolu bakışlarına karşılık cebimden para çıkarıp verdim, dışarı çıktığımızda adamlar artık arkada kalmıştı. Ağaçların arasından girip a bloğa geldim. 12.kata çıkıp kapıyı çaldım.

Kuzey karşımdaydı. Kaşı ve dudağının kenarı patlamış, üzerinde eşofman takımı, saçları karışıktı. Yıkılmış duruyordu ama onu ilk defa böyle görmek yıkmıştı asıl beni. Gözgöze geldiğimizde gülümsedi ya da gülmeye çalıştı.

"saçlarını yapmamışsın, kötü bir gün müydü" dedim.

Yüzünü ekşitti.

"çok kötü günlerdi" dedi. Salona geçip oturdum.

"simge, eda bir şeyler söyledi. Evlenmişsin" demişti hemen.

Kafamı salladım sadece. "bu kadar ani olduğu için şaşırdım, o adamı evinde gördüğümde arkadaşım demiştin, yanlış anlama diye açıklamıştın. O zaman doğru söylediğini biliyordum. Şuan neden yalan söylediğini anlamaya çalışıyorum" gözlerini dikmiş bir tepki bekliyordu benden. Gerçeği söyleyemedim, hem artık aronla bir yola girmiştik. İhanet edemezdim.

TAKINTILI  +18(tamamlandı) Où les histoires vivent. Découvrez maintenant