14.bölüm

9.5K 302 57
                                    


Eline baktım ama elimi uzatmadı. Girişte gördüğüm adamdı. "merhaba, izin verirseniz geçeceğim" dedim.

"tanışmak istedim sadece. Ben yılmaz, mekanın sahibiyim. " deyip parmağını havada döndürdü. "adınızı söylemeden bırakmam"

"çekilin önümden" dedim.

"çekilmezsem peki? " dedi.

Mithat adamın arkasında belirdi.

"yılmaz bey, zorluk çıkarmadan çekilin. Hanımefendi Aron beyin eşidir" dedi. Adamın yüzünde beliren hayret ifadesini izledim. Sonra kahkaha attı.

"evlendi mi patronun, niye düğüne davet edilmedik. Altınımı alır gelirdim. " dedi.

"simge hanım siz buyurun geçin efendim" demişti ama ilerleyemeden yılmaz tekrar önüme geçti.

"Aron un burada olduğundan haberi var mı" dedi. Mithata baktım, kafasını salladı. Diğer adamlarda arkasında duruyordu. Mithat silahını benim yanımdayken  saklardı ama şimdi görünür şekilde belinde duruyordu. Bir elini üzerine koymuştu. Aronla anlaşamadıklarını söylemişti ama hangi boyutta olduğunu bilmiyordum. Tehlikeli tipler oldukları belliydi ama.

"kocam burada olduğumu biliyor Yılmaz bey, neden sordunuz" dedim. Tekrar güldü.

"bilseydi seni buraya göndermezdi. Kurdun yanına kuzu gönderilir mi" demişti. Yutkundum. Bir şey yaparlar mıydı sonuçta adamlar vardı arkada.

"bırakın tatsızlık çıkmasın daha fazla. Biz de gidiyorduk zaten" dedim.

"siz? Ah şu locadaki arkadaşlarınız mı onlarla ben ilgileniyorum merak etmeyin." demişti.

Emrahlara bir şey mi olmuştu. Loca bölümüne baktım boştu.

"ne yaptın onlara neredeler" diye bağırdım.

"sakin olun hanımefendi, arkadaşlar bırakacak istedikleri yere. Bende bu arada bir şeyler ikram edeyim size. Onlar güvenle evlerine gidene kadar bana eşlik edin lütfen" dedi.

Mithat a baktım. Gitme diyordu ama aklıma başka bir seçenek gelmedi. "e hadi ama bütün gün burada durmayız. Ne içersiniz" deyip merdivenlere yönlendirdi. Eli belime koymuştu ama ittirdim. Gülerek peşimden geliyordu. Çantamı alıp adama uzattı.

Üst katta kahverengi deri koltuk takımı, sehpa vardı. ileride bir kapı duruyordu. Masada yarısı yenmiş bir kuruyemiş tabağı, boş içki şişeleri, yarısı kalmış bazı yerlerinde ruj izi olan bardaklar ve şeffat paket içerisinde küçük haplar vardı. Yukarıdaki birkaç kadını ve erkeği gönderdi.

"buyurun oturun siz" dedi. Onunla beraber birkaç kişi gelmişti. Mithat ların yanında da 10 Dan fazla adam duruyordu. Merdivenin başında duran iki kişi geçmesini engellemişti. Sayıca çok azlardı, eminim bir şeyler yaparlardı ama Didem ve Emrah tehlikede olabilirdi.

Dediği yere baktım ama burada daha önce olmuş şeyler midemi bulandırdı oturmak istemedim. Sigara içki havasız kalmış ortam yüksek müzik o kadar kötüydü ki sarhoşluğumla beraber ayakta zor duruyordum.

"böyle iyi, arkadaşlarım nerede" dedim.

"ne içersiniz demiştim"

"bir şey içmeyeceğim. Arkadaşlarım nerede, onlara bir şey olursa başınıza neler geleceğini tahmin edersiniz herhalde" dedim. Güçlü görünmeye çalıştım. Aron un gücünün farkındaydım, karşımdaki adamı tanımıyordum ama onun kadar olamazdı.

"onlar iyi, aslında seninle de bir işim yok zaten. Eşini uzun zamandır görmek istiyordum ama kendisi pek önemsemedi bizi. Şansa bakın ki şimdi tıpış tıpış ayağıma gelen o oldu" deyip kahkahalar attı. Gülüyor, o güldükçe ben daha çok tiksiniyordum.

TAKINTILI  +18(tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin