25.bölüm

5.4K 183 8
                                    


Uyuyamadım çünkü olan şeyler bana ağır geliyordu. Bilinmezlik beni yeyip bitirmişti. Uber e konumu girip bekledim. Birkaç dakika sonra araç gelmişti. Şehir merkezinin dışında olan kliniğe doğru yol alıyordum. Gölün etrafından geçerken keşke sadece eğlenmek, gezmek için gelmiş olsaydım dedim.

Ortasında amblemi olan iki demir kapı gürültüyle açıldı. Ağaçlı yoldan da ilerledik. Şoför bana bakıp geldik demişti. Bahşişi uygulamadan verdim araçtan inerken.

Beyaz, üç katlı ama geniş bir alana yayılan binaya baktım. Korku filmlerinde olan eski hastanelere benziyordu. İçinde gizemli bir ruhun yaşadığı, gelen kişilere musallat olduğu. Aynen şuan ihtiyacım olan şey buydu zaten, bir hayalet. Cüzdanıma baktım, gelirken yüklü miktarda nakiti havaalanında euro yaptırmıştım.

İçeri gidip danışmadaki kel, göbekli adamın yanına gittim. Orta yaşın üstünde, yüzünden işini sadece parası için yaptığını belli edecek kadar nefret akıyordu. Yanına yürürken bakışlarıyla resmen taciz etmişti. Sakin olmaya çalışıp önündeki yüksek yere kolumu koydum.

"merhaba, bir yakınımı görmek için gelmiştim"

"eminim öyledir, miras falan mı kalacak. Yoksa buraya adımını atmaz kimse" içerideki hasta profili nasıldı bilmiyorum ama bu adamın atılmasıyla görünüş kısmen düzelirdi.

"hayır, bir arkadaşım. İsmi Alexa bakabilir misiniz"

Önündeki kağıtlara bakıp bilgisayarına bir şeyler yazdı. Klavyeye basarkenki yavaş tavrı iyice gerilmeme neden olmuştu.

"Alexa brendley, kendisi ocak 2020 de vefat etmiş doğal ölüm" ciddi olamazsınız ya. Bunca yolu gelip ölüm haberini almak, işleri karıştırmıştı. Daha iyi bir planım yoktu çünkü.

"oda arkadaşı, ya da ziyaretine gelen biri var mıydı belki onlarla konuşabilirim"

İğrenç kahkahası girişte yankılandı. "dediğimi duymadın herhalde, 80 yaşındaki kadının ziyaretine kim gelir. Zaten ölsün diye göndermişlerdir buraya. Ötenazi diye bir şey var. Madem paranız var gidin o hakkınızı kullanın." daha bir şeyler anlatıyordu ki aradığım kişinin o olmadığını anladım. Rachel aradığında da öyle biri yok demişlerdi. Ya başka bir ad kullanıyordu ya da burayla alakası yoktu.

" hasta kayıtlarını nerede tutuyorsunuz, illaki arşiv gibi bir şey vardır değil mi"

"bakın küçük hanım, burası özel bir klinik, insanlar burada huzur bulmak istiyorlar. Gelip merkeze yatarlar, tedavi görürler. Yani bir nevi inziva merkezi. Sizle neden hastaların özel bilgilerini paylaşayım ki" dedi. İşte cüzdanım burada devreye girecekti.

Masaya kol çantamı çıkarıp ona doğru çevirdim ve telefonumu arar gibi yaptım.
"ah karışıklıktan bir türlü telefonu  bulamadım,  dosyaları bana verirseniz çok yardımcı olursunuz. Çantamda o sırada burada kalsa olur mu" adamın gözlerinin içi parladı. Dediğimi anında anlamış olmasının tek nedeni paraydı. Ne demişler para her kapıyı açar. Şimdide bana arşivin kapısını açıyordu. Adam masaya eski bir anahtar bırakıp çantamı aldı.

"köşede merdiven var, aşağı inip sola dön. Koridorun sonunda. Öğlen 2 de temizlik için gelirler. Benimle alakan yok duydun mu, gecikirsen anahtarı çaldığını söylerim" dedi gülerek. Pislik.

13.07 yeterince vaktim vardı. Dediği gibi kapıyı bulup açtım ama içerisi tozlu, iğrenç bir yerdi. Tavandan borular geçiyor, ara bölmelere sular damlıyordu. Nem kokusu burnuma dolunca , kaçırıldığım ev aklıma geldi. Aynıydı. Odaklan simge. Bir düzen olmalıydı. İsim ya da yıllar. Yıllar. Daraltmam gerekiyordu.

TAKINTILI  +18(tamamlandı) Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu