12

42.8K 3.9K 3.8K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Huh, elimden geldiğince erken gelmeye çalıştım çünkü bir önceki bölüm oy ve yorumları beni epeyce motive etti. Umarım bu bölümü de seversiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım <33

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Sen kalıyorsun." dediğinde titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım.

O sırada omzumun ardından gelen, Jeonggyu'nun öfkeli sesi kulaklarımda çınladı.

"Senin gibi bir ucube, hyungumu nereden tanıyor? Taehyung seni neden koruyor? Siktiğimin okulunu senin gibi bir varoş için almış olması imkansız çünkü." Beni yerin dibine sokup yok etmek istercesine sarf ettiği bu kinayeli sözleri yüreğime çöküp kaldı.

Gerginliğim elle tutulabilir bir vaziyete ulaşacak şekilde yükseklere tırmanırken, kaygılarım müthiş bir hızla nüksetmeye başladı. Zihnim ve bedenim kaygılarımın girdabına teslim olmaya hazırdı.

"Cevap versene lan!" Omzumdan dürtüklendiğim anda, aldığım darbeden ötürü bacaklarım lastikten yapılmaymış gibi geriye doğru tökezledim. Zangır zangır titreyen dizlerim beni her an yarı yolda bırakacaklarının sinyallerini içten içe veriyorlardı.

Sırtım kapının kenarında kalan duvarla sert bir buluşma yaşadığında titreyen ellerimle göğüs kafesimi yarmak istercesine göğsüme kitabı bastırdım.

"Konuşman için son beş saniye!" Jeonggyu öfke püskürecek şekilde , son derece tehditkâr bir edayla bağırdığında duvarın içine girip yok olmak istedim.

Geriye saymaya başladığında panikle hıçkırdım. Bedenim prangalarla çevrilmiş gibi sıkıştıkça sıkıştım. Kendimi sıkmaktan patlayacak hale gelirken sessizce ağladım.

"Ta-ta-tanı-tanımıyorum." Taş yutmuşum gibi ağrıyan boğazım ve ağzımın içinde gittikçe ağırlaşan dilime rağmen güçlükle, kesik kesik soluklarımın arasından konuştum.

Taehyung'u gerçekten de tanımıyordum. Tek bildiğim şey ismiydi ve göz ardı edilemeyecek şekilde benim yanımda olmaya çalışma çabasıydı. Bir de beni kurtarmıştı, bana yardım etmişti. Ve bu okulu benim için aldığını söyleyerek beni koruyacağını dile getirmişti...

"Minho'nun yarım bıraktığı işi ben mi yapayım Jungkook? Hyungum seni ne diye koruyor, bilmiyor musun? Nereden tanışıyorsunuz?!"

Başımı iki yana sallayıp hızla kapıya uzandığımda, Jisung kolumdan yakalayarak bana engel olup Jeonggyu'ya doğru beni ittiğinde ayağım diğer ayağıma takılarak tökezleyip zemine kapaklanmam kaçınılmaz oldu.

Kitabım düşmemin etkisiyle zeminde sürüklenip köşedeki duvara çarpmıştı.

Jeonggyu'nun tam ayaklarının önüne düştüğümde, ayakkabısının ucuyla omzumdan itekleyerek dizlerim ve ellerimin üstüne çöken bedenimi tamamen yere yığılmasını sağladı.

Acı içerisinde inleyerek, "Git-git-gitmeme izi-izin verin." diye fısıldadığımda dudaklarını büzerek ıslık çaldı.

"Makasımız yokmuş Jungkook ama çakmağımız var, uygun olur mu senin için?" Jeonggyu'nun o dalgacı sesi beynime kurşun yemişim etkisi yaratırken ağlamalarım sesli bir hale ulaştı.

Terleyen avuçlarımı zemine yaslayarak güçlükle doğrulmayı başardım ve dizlerimin üstünde durdum. Lakin ayağa tamamen kalkacak gücüm yoktu bedenimde.

"Ha-ha-hayır. Lüt-lütfen bu-bunu ya-yapamazsın." diyerek başımı iki yana salladığımda kıkırdadı. O gülünce Jisung'da ona eşlik etti.

Başımdaki şapkayı hiddetle çekiştirerek tek bir hamleyle aldığında, "Al-alma yal-yalvarırım onu geri ve-ver ba-bana." diyerek uzanıp şapkamı geri almaya çalıştığımda keyifle geriye çekip şapkaya yetişemeyeceğim şekilde başının üstüne kaldırdı.

MAFIA IN DANGEROUS • TAEKOOKWhere stories live. Discover now