13

46.1K 4K 3.8K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Aiiiy ailemiz 70K okunmaya ulaşmak üzere, yiyeceğim amaaa, çok teşekkür ederim destek veren herkese. Çok seviyorum sizi.<33

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, bol bol oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Benim güzeller güzelim... Güvendesin, ağlama artık. Hadi silelim o güzel yüzündeki gözyaşlarını, hmm?" Sesindeki dingin tını, akıntısına kapılıp gideceğim kadar yoğundu. İçimi huzur dolduruyor ve kaygılarımla savaşıyordu. Güzeller güzeli demişti bana... Hayatımda ilk kez birisinin gözünde güzeller güzeli miydim ben?

Güvendeydim. Beni koruyacağını söylemişti. O benim kurtarıcımdı... En zor anlarımda pat diye ortaya çıkan ve beni koruyan kurtarıcım...

Başımı gömüldüğüm o sıcacık teninden ayırmak için gücüm yoktu. Neredeyse tüm ağırlığımı onun üzerine verecek şekilde yığılıp kalmıştım kucağına.

Omzumu sıkıca saran ellerinden biri beni gömüldüğüm boynundan ayıracak şekilde yavaşça geri çekilmemi sağladı.

Şapkayı sıkı sıkıya tuttuğum parmaklarımın arasından sıyırarak aldığında ıslak kirpiklerimi titreştirerek ona baktım.

Tek eliyle saçlarımı parmakları yardımıyla tararcasına düzeltti ve  şapkayı başıma geçirdi. Tıpkı saatler önce ilk taktığı andaki gibi şapkanın arka kısımlarından hafifçe çekiştirerek gözlerimin önünü kapatmayacak şekilde şapkayı başıma yerleştirdi.

Ardından cebinden çıkarttığı siyah saten mendille yüzüme uzandı. Geri kaçmak yerine dudaklarımı birbirine bastırarak sessizce bekledim.

Nazik hareketlerle elmacık kemiklerime süzülen gözyaşlarımı sırasıyla sildi. "Burnun kıpkırmızı olmuş ama kıyamam, ağlama daha." dedi ve kokusunun sindiği siyah mendille burnumu sildiğinde kilitlenen ellerimi güçlükle kaldırmayı başardım.

Mendili elinden almaya yeltendiğimde eğilip parmak boğumlarımın üstüne dudaklarını bastırdığında nabzım delicesine hızlandı, soluk soluğa kaldım. Gülümseyerek dudaklarını elimden ayırıp gözlerini saçlarımın arasından gözlerime sabitledi. "Ben hallettim." dedi ve göz kırptı.

Kalbim ağzımdan fırlayacakmış kadar basıncını yükseltirken, gözlerimi kırpıştırarak başımı utançla önüme doğru eğdim.

"Ufacık, fındık kadar burnun var." dedi ve başımı önüme eğmiş olmama rağmen burnumu silip mendili tenimden ayırdı.

"Ak-ak-aksine he-herk-herkes büyük ve kö-kötü old-olduğunu sö-söylerdi..." diye fısıldadığımda dudaklarını şişirerek ofladı. "O dangalakların gözü kör. Beyin yoksunları, akılları büyümemiş, kendilerini üstün görerek kendi dişlerine göre zayıf seçtikleri kişileri zorbaladıklarında güçlü olduklarını zanneden bir takım zavallılar. Bu zavallı listesine kardeşim de dahil." dedi, uzun soluklu cümlesinin ardından duraksayıp tek eliyle mendili tutmaya devam ederken, diğer eli yüzüme uzandı.

İşaret parmağının boğumuyla burnumu usulca okşadığında içim titredi. Vücuduma elektrik akımı verilmiş gibi sarsıldım. Tüylerim diken diken kesildi.

"Şu elma gibi kızaran yanakların ve burnunu ısırıp öpmemek için zor duruyorum. Yani o kadar güzeller." dediğinde ağzım şokla aralandı.

Beni... Beni öpmek mi istiyordu? Herkesin tiksindiği ve yüzüme bile bakmaktan iğrendiği tenimi öpmek mi istiyordu... Yani bu... Tanrım bu... Çok fazlaydı. 

"Ben... Ben... Ben şey gi-git-gitmem gerek." Onun omuzlarından bile tutunduğumu ancak şimdi fark edebilmiştim.

Onun geniş omuzlarından destek alarak kendimi ayağa çekmeye çalıştığımda ayak tabanlarım zeminle buluşur buluşmaz tökezledi.

MAFIA IN DANGEROUS • TAEKOOKWhere stories live. Discover now