46

30.5K 2.2K 2.2K
                                    

Taehyung, emniyet kemerimizi çözdükten sonra önce kendi kalkıp ardından beni koltuk altlarımdan yakalayarak aletin üstünden kaldırmıştı.

Gerildiğim için bacaklarım inanılmaz kaskatı kesilmişti ve baldırlarım ile ayak bileklerim sızlıyordu.

Platformun aşağısında kuyruk oluşturan, sırada bekleyen çiftler ve etrafta festivali merak ederek izleyen bir sürü insanın içerisindeydik. Taehyung yara izimden öptüğü gibi ellerimizi iç içe geçirip yavaşça adımlarken, utanarak arkasına saklanacak şekilde ilerledim.

İnsanların tebrik edip alkışladığı çift bizdik. Tanrım...

-

O kalabalık ortamdan ayrılmayı başarmıştık. Mor ve beyaz renkleri ağırlıklı olmak üzere pofuduk, yumuşacık bir ayıcık hediye etmişlerdi. Ve bir de bu yıl sonuna kadar geçerli herhangi bir lunaparkta sınırsız binip kullanma hakkı tanıyan bilet vermişlerdi.

"Tete, bunu gösterince gerçekten her şeye binebilecek miyim?" Elimde sıkı sıkı tuttuğum kırık beyaz bileti sallayarak hevesle konuştum.

"Evet bebeğim, ama sen buna bu kadar mutlu mu oldun sahiden?" Başımı olumlu anlamda sallayıp el ele tutuşarak ilerlerken ayaklarımın üstünde sekip zıplayarak yürüdüm.

Bana yetişebilmek için adımlarını hızlandırmak durumunda kalırken aniden durdu ve önüme geçip göğüslerimizin ufak bir sürtüşmeyle çarpışmasını sağladı.

Parmaklarımızın temasını ayırıp ellerini belime dolarken alnını alnıma yasladı ve doğrudan gözlerimin içine daldı. "Sen mutlu olacaksan ben sana Seul'un en büyük lunaparkını satın alırım. Hatta malikânemizin içine lunapark bile yaptırırım." dedi dudaklarıma sıcak soluklarını salarak.

Ağzım bir karış aralanırken küçük dilimi yutuyormuşçasına tiz, garip bir ses fırlayıverdi aralık dudaklarımın arasından. Gözlerim de onun çakmak gibi parlayan irislerine bakarken irileşmişti.

Benim mutluluğum söz konusu olduğunda her şeyi yapmaya hazır olması o kadar güzel bir histi ki. Hayatımda hiç mutlu hissetmediğim kadar Taehyung'umun yanında mutlu ve huzurlu hissediyordum.

"Biricik Tete'm. Seni çok seviyorum." diye mırıldanarak ellerimi onun omuzlarında sürükleyerek boynuna dolarken, yüzümü boynuna gömmemi sağlayacak şekilde enseme ufak bir baskı uyguladı.

Diğer eli korumacı bir şekilde belimi sarıp sarmalamıştı.

-

Cheonjiyeon şelalesine gelmiştik. Akan suyun sesi o kadar ferahlatıcıydı ki, burada uzansam uyuyakalabilirdim.

Soobin ve Rowoon'da yakınlarımızdaydı. Taehyung kiraladıkları araçlardan birini olabildiğince şelalenin yakınlarında bir yere çekmelerini emretmişti.

Ve temiz havlular da büyük bir çantanın içinde gelmişti. Soobin çantayı ağaçların birinin altına bırakıp gitmişti.

Mis gibi temiz havayı içime solurken, birkaç kişi fotoğraf çekindikten sonra ayrılınca yine Taehyung ile başbaşa kalmıştık.

"Burası çok güzel Tete." diye baskılayamadığım heyecanımla konuştum. İçim kıpır kıpırdı ve su çok soğuk değilse bacaklarımı deli gibi sokmak istiyordum.

"Suya girmek ister misin inci tanem?" diye sorduğunda içimi okumuş gibi başımı hevesle olumlu anlamda salladım.

"Su çok soğuk mudur?"

Sorumu işitince uzanıp alnıma dudaklarını bastırdı. Taşlardan birinin üstüne serdiği havluya minik bir yastık bırakınca çantanın içinde yalnızca havlu olmadığını anladım.

MAFIA IN DANGEROUS • TAEKOOKWhere stories live. Discover now