66

12.6K 1.5K 1.1K
                                    

Haiii ben geldiiim! Mid taekookumu özlemişim, ilhamsızlıktan bölüm bir türlü yazamıyordum beklettiğim için gerçekten çok üzgünüm.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Bu... Bu doğru. Te-test pozitifti..." Sesim hiçliğe karışmış gibi fısıltıdan öteye tırmanamadı sözlerim. "Ben... Ben bunun doğru olmadığını sana kanıtlayacağım canımın içi. Ben de Kim Taehyung'sam, bana kurulan bu oyunu çözeceğim ve aramıza girmelerine izin vermeyeceğim! İspatlayacağım sana, başka hastanelere gideceğim. Gidip o siktiğimin doktoruyla konuşacağım ve onu araştıracağım. Ben bu işin peşini asla bırakmayacağım ve kendimi en yakın sürede aklayacağım." dedi ve duraksadı.

"Tek bildiğim şey sana deliler gibi aşık olduğum, gözümün senden başkasını görmediği ve o çocuğun kesinkes benden olmadığı... Ben de Kim Taehyung'sam, bana kurulan bu oyunu bozup tüm gerçekleri önüne sereceğim yakamoz güzelim."

Uzun soluklu cümlesini tamamladığı anda yüzümü nemli avuçları arasına alıp dudaklarımın ortasına ufak bir buse kondurdu. Bir veda busesi gibi hissettirdi bu.

Çenem titrerken dolu gözlerim sebebiyle bulanık olan yüz hatlarına baktım. "Gitmemi istiyorsan gidiyorum. İstediğin buysa şimdi gideceğim." dedi pürüzlü çıkan sesiyle. Sessizliğimi koruyarak yüzüne bakmaya devam ettiğimde dudaklarına buruk bir gülümseme asıldı. "Sessizliğin her şeyin habercisi... Pekâlâ güzelim, gidiyorum." dedi ve başını sallayarak ellerini yüzümden çekerken arkasını döndü.

Bir adım atıp duraksama yaşadı. Omuzlarını sarsacak şekilde derin bir nefes aldı. "Benimle evimize gelmeyeceksin..." dedi kırık bir sesle.

Başını çevirip omzunun üzerinden bana baktığında kıpkırmızı kesilen gözlerini gördüm. "Her şeyi kanıtlarıyla sana sunduğumda kendin gelmek isteyeceksin bebeğim..." Son sözleri bu olurken başını önüne çevirdi ve neredeyse yolun ortasında bıraktığı aracına yöneldi.

Şoför kapısını açıp aracına geçmeden önce bir kez daha duraksama yaşarken bakışları metrelerce ötesinde kalan beni buldu. "Seni seviyorum yakamoz güzelim, bunu sakın unutma tamam mı?"

Ben de seni seviyorum, seni sevdiğim için senden vazgeçiyorum çünkü bir çocuğu babasız büyütmeye hakkım yok demek istesem bile sessizliğe yemin etmiş gibi dudaklarımı konuşmak adına aralamadım. Konuşmak, düşüncelerimi dile dökmek istesem de kelimeler benden her geçen saniye daha da uzaklaşarak yabancılaştı.

Taehyung, cevap vermeyeceğimi anlayınca sol gözünden süzülen gözyaşını sertçe elinin tersiyle sildi ve eğilip aracına binip aralık kapıyı kapattı.

Orada öylece kalakalırken, peşinden gitmek isteyip adım atmak için hamle yapmak adına savaş verdim. Ama başaramadım. Araç önümden geçip giderken ben sadece Taehyung'un arkasından bakakaldım.

İçimde tuttuğum o hıçkırıklarım infilak ettiğinde bağıra bağıra ağlamaya başladım. "Hey hey hey..." Yugyeom neredeyse ben yere çömelip dizlerimin üstünde ağlayacağım sırada beni tutarak engel oldu.

"On-onu çok se-seviyorum Yugyeom..." dedim kesik kesik. Nefeslerim boğazıma acımasızca takılıyordu. Canım bu zamana dek hiç olmadığı kadar çok yanıyordu.

"Gördüğüm üzere o da seni dünyalara değişmeyecek kadar çok seviyor. Durum ne tam anlayabilmiş değilim, ama tahmin ettiğim şeyse üzme kendini. Yalan söylüyor gibi görünmüyordu, adam dağılmış durumdaydı Jungkook."

-

Durumu Yugyeom'a biraz da olsa sakinleşebildiğim evrede anlatmaya çalışmıştım. Güvenli alanımdan uzaklaşmışken, kekelemelerim yine çoğalmıştı. Onu düşündükçe yaşanılanları düşününce kalbim sıkışıyordu. Her şey tek bir anda tepetaklak olmuştu. Ve ben... İlk kez mutlu olmaya başladığım ve aşkı tattığım, güveni, huzuru Taehyung'un kollarında yakaladığım anda yeniden onu kaybetmek zorunda kalmış gibi hissediyordum. Acımasız hayat, amansızca onu parmaklarımın arasından çekip almıştı sanki...

MAFIA IN DANGEROUS • TAEKOOKWhere stories live. Discover now