16

47.1K 3.7K 3K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Hıağğğ bu fici çok seviyorum, beni ne kadar yazım açısından zorlasa daaaa yazmaktan vazgeçmeyeceğim. Bu arada ailemiz 100K'ya ulaşmak üzere, çok az kalmış yiceeem. Destek çıkan herkese minnettarım. İyi ki varsınız <3

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, çünkü bölümü düzenleyemedim açıkçası baş ağrısıyla yazdım bölümü. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Sözleri üzerimde müthiş bir şok etkisi yaratırken ağzım kocaman aralandı. "B-be-benim için mi al-aldın. Do-doğum gü-günüm iç-için mi ya-yani..."

Başını hevesle olumlu anlamda sallarken dudaklarının kenarı yukarıya doğru kıvrıldı. Uzun parmaklarıyla tuttuğu kapanı hafifçe salladı.

"Evet senin için aldım güzeller güzelim. Ben seni tüm kötülüklerden, kötü insanlardan koruyacağım ve düş kapanı da seni uyurken kötü kabuslardan, kötü etkilerden koruyacak. Böylece hep güvende olacaksın..."

Gözlerim dolu dolu olurken ona sarılmak istedim. Gerçekten sarılmak onun kolları arasında kaybolmak...

Uzanıp çenemin altını okşadı parmaklarının ucuyla. "Bunu odanın bir köşesine asarsın, yatağındayken görebileceğin bir köşe olabilir, cam kenarına da asabilirsin." diye hırıltılı bir sesle, kısık bir şekilde konuştuğunda sertçe yutkunarak başımı olumlu anlamda salladım.

Hayatımda ilk kez birisi bana doğum günü hediyesi almıştı. Bu çok... Bu çok özel hissettirmişti. Şapkanın ardından bu düş kapanı... Tanrım o benim sığındığım limanım, tutunduğum dalım, güvenip yaslandığım biri haline geliyordu. Beni güvende tutan sığınağım...

Onun yanındayken mutlu, güvende ve huzurlu hissetmeye başlamıştım ve bu kaçınılmaz gerçekti.

Fakat onunlayken masaldaymış veya güzel bir rüyadaymış gibi mutlu olsam da, Mandy ve okuldaki kişiler bana cehennemi yaşatıyordu. Gerçi artık okulda bana Jeonggyu ve Jisung dışında kimse bulaşmamıştı, Taehyung onlarında artık bana zarar veremeyeceğini söylemişti. Bunu ancak okula gittiğimde görebilecektim...

Öte yandan Mandy... Bu düş kapanını odama asarsam benden alırdı. Tek bir arkadaşım olmadığını iyi biliyordu, hediye geldiğini söyleyemezdim. Üstelik Taehyung 'u görmesini ve bir araya gelmelerini de istemiyordum, bu yüzden Taehyung'un aldığını asla söyleyemezdim.

Kendim aldım desem paramın olmadığını biliyordu. Sokakta buldum desem inanır mıydı acaba...

"Ne oldu güzelim, yine ne düşüncelere dalıp gittin?" Taehyung'un yanağımı okşayan dokunuşu ve zihnime dalan dingin sesi beni düşüncelerimin selinden çekip çıkarttı.

Silkelenerek kendime gelip toparlandım. "Hi-hiç... Hiç bir şe-şey. Sad-sadece teşekkür ed-ederim..." İlk kez doğum günümde yanımda olduğun ve yalnız hissettirmediğin için de, bana doğum günü hediyesi aldığın için de... İlk defa doğum günümde bana hediye veriliyordu ve bunu sağlayan kişi yanımda olmasını istediğim fakat kaygılarımın çoğunlukla yoluma taş koyduğu kişiydi. Taehyung... Benim mucizem...

O salıncakta sallanırken yıllar sonra ilk kez yüzümü güldürmeyi başaran, kahkaha atmak nedir bilmeyen benliğime bunu yaşattıran kişi...

"Rica ederim yakamoz güzelim. Gerçekten beğendin mi?" diye sorduğunda alt dudağımı kemirerek kucağımda uyuyan kedinin başını okşadım.

Beğenmeme gibi bir şansım var mıydı ki. O aldığı şapkadan sonra bu düş kapanının benim gözümde edindiği yeri asla bilemeyecekti, çünkü bunu dile getiremeyecek kadar güçsüzdüm. İkisine de gözüm gibi bakıp koruyacaktım. Onlar benim hayatımda aldığım ilk hediyelerimdi... Çok kıymetlilerdi.

MAFIA IN DANGEROUS • TAEKOOKWhere stories live. Discover now