67

14.1K 1.5K 1.9K
                                    

Haiiii ben geldiiim!

Gecenin bu vakti geldim, umarım gece kuşlarım buradadır. Bölümü tamamladığım gibi daha fazla bekletmeden atmak istedim. Mid taekookumu özlemişim, dikkat bu bölüm seme tribi içerir ehehehe :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Taehyung ile araca geçtiğimizde, elinden tutmak için uzandığımda direksiyonu sıkıca kavrayıp tutuşumdan kaçınmıştı.

Yolculuk boyunca sessizliğini korumuş, tek kelime konuşmamıştı. Aracı korkmamam için yavaş ve kontrollü sürmüş, hava alabilmem için camı çok az aralamıştı.

Eve vardığımızda ise Soobin ile Rowoon bizi karşılamış, ellerindeki evrakları Taehyung'a vermişti.

"Doktoru konuşturduk patron, itiraf etti Hana'nın arkadaşı ve onun teklif ettiği meblağ üzerine sahte rapor hazırladığını söyledi." dedi Soobin.

Taehyung'a göz ucuyla baktığımda, kaşlarının çatık ve yüzünün asık olduğunu gördüm. "Videoya aldınız mı? Jungkook belki bana yine inanmak istemez." dediğinde çenem titredi.

"Aldık patron." dedi Rowoon ve hızlıca telefonunu çıkarttı. O sırada Taehyung elindeki evrakları benim parmaklarımın arasına tutuşturdu. "İyice incelersin." dedi kırgın bir sesle.

Rowoon videoyu açtığında Taehyung döndü ve telefonu elinden alıp onu da avcuma bırakıp yanımdan geçip gittiğinde dolu gözlerle arkasından bakakalırken, "Ta-Taehyung..." diye seslendim.

Ama beni duymazdan gelip doğruca bahçeye girip ilerlemeye devam ettiğinde başımı önüme çevirip videoda konuşmaya başlayan doktorun görüntüsüne çevirdim bakışlarımı.

"Büyük bir usulsüzlük işledim, arkadaşım olduğu için bunu yapmam doğru değildi biliyorum ama zor durumda olduğunu söyledi. Oğlunun babasız büyümesini istemediğini söyleyince ben yapmamam gereken bir şeyi yapıp sonuçlarla oynadım. Sahte rapor hazırladım. Suçumu kabul edip işimden istifa edeceğim."

"İçeriye girmesi lazım bu lavuğun." dedi Rowoon sıktığı dişleri arasından mırıldanarak.

Elimdeki evrakları ve telefonu Rowoon'a verdiğim gibi gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle sildim. "Taehyung'un kalbini çok kırdım..."

"Bay Jeon, siz de kendinizce haklıydınız, kendinizi suçlamayın ama patron biraz kırılmış, o bariz belli yüzünden zaten. Ama siz onun gönlünü alırsınız." dedi Soobin.

"Evet, Soobin haklı Bay Jeon, patron size dayanamaz." dedi Rowoon.

Onlar bana destek olurken onlara buruk bir şekilde gülümseyip içeriye koşar adımlarla döndüm. "Jiyeon, Taehyung nerede?"

"Salona geçti Bay Jeon." dediğinde merdivenlere yönelmek üzereyken yönümü değiştirip salona geçtim.

Taehyung ayaklarını orta sehpaya uzatmış, koltuğa yayılmış bir şekilde oturuyordu. Tek dirseği koltuğun kolçağına yaslı, diğer eli ise koltuğun yanında gelişigüzel duruyordu. Ayak bileklerini üst üste atacak şekilde çarprazlamıştı. Ayakkabıları ayaklarında, ceketi üstündeydi.

Üstünü bile çıkartmadan koltuğa yığılıp kalmış, başını geriye kaydıracak şekilde boynunu koltuk başlığına yaslamıştı, gözleri kapalıydı.

"Taehyung..." Ellerimle oynamaya ve kapı eşiğinde onu izlemeye son verip yavaşça yanına yöneldim. Tepki vermedi, kıpırdamadı bile.

Yanına usulca oturup eline dokundum. "Sana başında inanmış ve yanında olmuştum. Ama o pozitif yazısını görünce ben... Özür dilerim Taehyung."

MAFIA IN DANGEROUS • TAEKOOKWhere stories live. Discover now