28

38.6K 3K 4K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Aslında bölümü dün yazıp bitirdim fakat gece geç saatte bitince bölüm bugüne kaldı. Hem o esnada düzenleme şansım da oldu ekstra. Düzenleyince de bölüm otomatik olarak uzuyor :')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Ne yaptım? Lanet olsun ne yaptım sana? Söyle bana can tanem, söyle güzeller güzeli bebeğim, söyle hayatımın anlamı, söyle her şeyim, yalvarırım söyle..."

Ellerimden tutarak önümde yeniden diz çöktüğünde canımdan can koparılıyormuş, paramparça ediliyormuş gibi yüreğimi yakan o sözleri dile getirdim.

"Ev-ev-evli-evliymişsin..."

Bileklerimi onun tutuşundan kurtardığım gibi yumruk haline getirdiğim ellerimi omuzlarına geçirdim. Bu sözleri söylemek, dile dökmek benim için o kadar zordu ki, canımdan bir can gitmiş gibi hissettirmişti. Kanayan yüreğim lime lime edilmişti sanki...

"Siktir ne ne ne? Bir dakika kim evli ya? Ne demek evli? Ben mi evliyim?"

Taehyung'un şaşkınlıktan tizleşen sesi karşısında, yanıma geldiği andan beri ilk kez gözlerine bakmaya cesaret edebildim.

Yüzü ona söylediklerimin şokuyla dolup taşmıştı. Gözleri irileşmiş, şaşkın görünüyordu.

"Evet se-sen!" diye hırçınca bağırmaya yeltendim, lakin sesim minimum seviyenin üstüne tırmanamadı. Şimdi de haberi yokmuş gibi mi davranacaktı? Yoksa gerçekten de böyle bir durum yok muydu? O kadın mı doğruyu söylüyordu yoksa Taehyung mu?

"Değilim ya! Ne evlisi, bekarım ben güzelim ya!"

Tanrım, duyduklarıma rağmen yaralı olan kalbim Taehyung'a inanmam gerektiğini haykırıyordu, bir yandan da zihnimde kadının sesi tekrarlanarak bana işkence çektiriyordu.

Taehyung o sırada omuzlarına vuran ellerimi yakalayıp bileklerime ve avuçlarıma dudaklarını bastırıp yavaşça dizleri üstünden doğrulup ayağa kalktı. Ağzım şokla aralanırken ağlamaktan şişen gözlerimi kırpıştırdım. Islak kirpiklerimin arasından yağmurun altında ıslanmaya devam ederek ona baktım. Ciddiydi, gözlerini zerre gözlerimden kaçırmamıştı. Doğrudan gözlerimin içine baka baka konuşmuştu.

"De-deği-değil misin?"

Buna inanmaya o kadar ihtiyacım vardı ki... Acı içerisinde yakarışlara geçen kalbim, söylediklerinin gerçekliğine inanmak adına çırpınışlar sergiliyordu.

Uzanıp yüzümü avuçları arasına aldı ve sırılsıklam olarak yüzüne yapışan saçlarının kapladığı alnını alnıma yasladı.

"Değilim güzelim, değilim. Gözlerimin içine bak, gerçekten değilim. Sence böyle bir durum söz konusu olsaydı sana yaklaşır mıydım? Nasıl buna inanabilirsin? Kim söyledi bunu..." Neredeyse isyankâr bir tınıyla dudaklarıma doğru sıcak soluklarını saldığında içim titredi.

Tenimden süzülen soğuk yağmur damlalarına tezat düşen nefesleri tenimi savurup geçiyordu.

Gözlerini bir an bile seğirtmeden, kaçırmadan konuşmuştu. Göz kontağımızı gözlerimi yumarak ilk bozan ben olduğumda, ıslak dudaklarını burnuma bastırıp geri çekildi.

Tenimi yarıp geçen sıcak solukları yerini sert rüzgara bırakırken şiddetli yağmurun altında ıslanmaya devam ettik.

Kirpiklerimden süzülen yağmur damlaları eşliğinde şişen ve yanan gözlerimi yavaşça kırpıştırarak araladığımda bakışlarımız orta yolda çarpıştı.

MAFIA IN DANGEROUS • TAEKOOKWhere stories live. Discover now