3.0

893 56 32
                                    

İsyan

Cem Karaca & Apaşlar * Gılgamış

Sert kayaların ovuklarında telaş, endişe, korku ve hayal kırıklığı yankılanmaktaydı. Oradan oraya savrulan başların ve onları takip eden ayakların birbirine dolanan savrukluğuyla birkaç taş yuvarlanıyor, usul usul dağdan aşağı iniyordu. Öyle gizli ve sessizdi ki yolculukları ne antenlerini dikmiş bir böceğin, ne yerin yedi kat dibinden gelen sesi duyabilecek yetenektekteki dört ayaklı bir hayvanın dikkatini çekiyordu. Köyün başlangıcında yanından yöresinden geçtikleri insanlar tarafından ezilene değin devam ediyordu bu kaymalar. Sinirli, fevri, kendini çok mühim bir ideolojinin kahramanı sayan aceleci ayakların altında unufak oluyorlardı.

Küçük Ahmet'in palas pandıras giriştiği düşüncesiz iş, tüm köyü ayaklandırmıştı. Yıllar yılı günahlarının kanlı geçmişinde vicdan azabı çektiğini söyleyen bütün köylüler, hiç düşünmeksizin aynı günahı tekrarlamaya girişiyordu. Ceviz sandıkların üstüne serilen el emeği danteller havaya kaldırılıyor, yaşlanmış gözlerin artık ilmeği seçemediği için yalan yanlış ördükleri çeyizler içlerinden seçilip kenarlara atılıyordu. Kadınlar ölmüş annelerinin, teyzelerinin, büyüklerinin emeklerinin tozlu yerlerde sürülmesine iki gözleri iki çeşme koşuyor, beylerinin eline yapışıyorlardı. Fakat bir kumaş parçasından farksız görülmeyen bu kadınlar da dantel dantel yılların üstüne bir tokatla seriliveriyordu. Ağızlarının içinde çiğnenen tütünlerin ağır sisinde homurdandıklarını duyuyordu beylerinin. Her kelimesinde küfrün, hakaretin, ağza alınmayacak türlü ahlaksızlıkların kof kokusu yayılıyordu etrafa. Beşikte, yeni doğmuş yatan sabiler bu küfürlerle uyanıyor, henüz işitmeye başlayan kulaklarına isyan edercesine ağlıyordu. Koşup alıyordu kadınlar çocuklarını, bir meme süresince susturuyorlardı. Öte türlü beyler çocuklara musallat oluyordu.

Derken sandık diplerinden siyah renkte, görünce dahi emziren kadınları sütten kesen kirli bir silah çıkıyordu ortaya. Bebekler anlar gibi bırakıyordu memeyi, annesinin gözünün içine bakıyordu. Nasır tutmuş avuç içleriyle 'pış pış' yaparak çocuklarını avutuyordu anneler. Fakat bir varlığın yüreği elinin altında atarken bir silah ile kesiliverecek haksız adalete kaş çatmadan duramıyorlardı. Bunun için mi doğuruyordu anneler, bunun için mi onca sıkıntı çekiliyordu? Şu kucağında gözü yeni açılmış bebenin doğduğu dünya bu muydu? Kulağına fısıldadığı ninnilerde geçen her sözün yalanıydı bu silah. Bir yılan gibi sızmıştı engin dinginliklere. İç çekiyordu kadınlar, çatlak dudaklarını uzatarak titrek bir sesle konuşuyorlardı:

"Şart mı Hüseyin?" diyordu kimileri. "Şart mı Ahmet?" diyordu, "Şart mı Hamza?" Anlaşmış gibi hep bir ağızdan "Şart mı, şart mı, şart mı?" diyorlardı. Oysa hiçbirinin birbirinden haberi yoktu, gizli bir seziyle hissediyorlardı sadece. Her evde bir çocuk vardı ya, bu onlara yetiyordu. Silahı kontrol eder gibi kadınlara doğrultuyordu beyler. Kadın memesini tutup çocuğun ağzına veriyordu, bedeninin altında korkuyla atan kalbinin üstüne minik bir el konuyordu. Başlarını eğiyordular. Evleri terk eden beyleri seyredip alelacele memelerini goyneklerinin içine sokarak komşularına varıyordular. Her yerde aynı manzara vardı: İçi boşaltılmış tabut sessizliğinde sandıklarıyla, etrafa dağılmış geçmiş zaman ölüleriyle korkup kalmış kadınlar.

Muhtar Efe'nin yanına gidenlere bakıyorlardı pencerelerden. Kimisi bu öfkeli kalabalığın içinde oğlunu seçiyordu, kimisi kocasını buluyordu, kimisi bakmaya kıyamadığı sevgilisini görüyordu. En çok da buna şaşırıyordu kadınlar. Çeşme başında elinde tuttuğu cansız bir otla oyalanan uzun boylu, gür bıyıklı sevdiklerinin gözlerinde gördükleri şefkatin yerinde yeller esiyordu. Kırmızıya boyanmış, yuvalarında küçülmüş terli hayvanların öfkeli bakışlarını görüyorlardı. Hepsinin belinde tehditkar bir şekilde parlayan silah kabzaları vardı. Dişlerini sıkıyorlardı, bebesi olanlar yavrularını bu dehşetten sakınmak için koyunlarına bastırıyor, sevdiği olanlar gözlerini kaçırıyor, oğlunu seçenler ah vah ediyordu.

Meczup Ali (Gay) •Tamamlandı•Where stories live. Discover now