1. Bölüm

10.1K 401 15
                                    

İyi okumalar;

Oturduğum resim sandalyesinde gerilerek tutulan vücüdumu açmaya çalıştım ama sonucu pekte değişmemişti. Sonuç ise koca bir tutulan bel idi.

Karşımdaki resme bakarken dudaklarım büzülmüştü bile. Her zaman böyle yaptığımı ise dedem söyleyince farketmiştim. Kulağımda çalan müziğin sesini yanda duran telefondan durdurdum.

"Güz!" Dedemin sesi açık olan pencereden gelirken hızla elimdeki fırçayı suyun içine atıp, kulağımdaki kulaklıkların yere düşmesini önemsemeden hızla yerimden kalkmıştım.

"Yine şu zımbırtıyı mı taktı Ayşe? Takarsa onu seslendiğimizi duymaz. Zaten bu yüzden takıyorya. Ah bu kız ne zaman benim sözümü dinleyecek? Güz!" Dedemin söylenmesine kıkırdayıp pencereye doğru adımladım. Başımı demirlere yaslayıp köşedeki odundan oluşan çardakta oturan dedeme baktım. Ton ton yanakları kızarmıştı bile. "Efendim dedoş?"

Dedem ilerideki yazın başlarına doğru ekim yaptığımız bahçede olan gözlerini bana çevirirken daha deminki hoşnutsuzluğu gitmiş yerine kocaman gülümseme gelmişti. "Oy o senin dedoş dediğin dilini yerim."

Kıkırdamamı tutamazken önüme gelen kumral saçlarımı elimin tersiyle geri attım. "Pişt üçkağıtçı, kap içeriden çiğdemleride koş yanıma."

Hızla perdeyi çekip üstümdeki önlüğü çıkardım. Boyaların kapaklarının kapandığından emin olduktan sonra hızla odamın karşısında olan lavaboya girdim. İşimi hallettikten sonra koridorun başına ilerledim. Sağda oturma odası varken solda mutfak kapısı duruyordu.

Dedemin isteğini bir tepsiye koyup üç bardak ve sürahiyide alarak bahçeye çıkan kapıdan arkaya çıktım. Nenem bir yandan kenarda yıkanmış kıyafetleri asarken bir yandan da yan komşumuz olan Nesibe Teyze ile konuşuyordu.

"Dedoşum sen benim kulaklığıma neden zımbırtı diyorsun, alınıyor ama." Kaşları çatılan dedem, benim üzgün suratıma karşı düzelirken, dahada yumuşuyan bakışlarını görmemle tekrardan güldüm.

"Kıs sen benle dalgamı geçiyorsun Güz?" Tepsiyi masaya koyarken bacağıma yediğim çimcikle yerimde sıçradım. "Dede yaa ne yapıyorsun?"

Zevkle gülen dedeme gözlerimi devirip karşısına oturdum. "Bu yaptığın çok ayıp biliyorsun dimi?" Kısmış gözlerimle ona bakarken avucuna doldurduğu çiğdemleri bana uzatmasıyla gülerek avucumu açtım. "Yine iyisin yaşlı kurt. Bu insan seni affediyor."

"Mehmet ne yapıyorsun senin tansiyonun var?" Nenemin arkamdan gelen kızgın sesiyle dedem ofladı. "Mehmet bana oflama bir kerede. Yeme diyorum."

"Benim güzel Ayşe'm içeriz tansiyon ilacını iner aşağıya tansiyon. Ne diye bu kadar kafaya takıyorsun?" Hoşnutsuz sesiyle birlikte burun kıvırmasıyla küçük çocuklara benziyordu.

"Hiç yakışıyor mu sana çocuk çocuk hareketler, Mehmet?"

"Zaten bana ne yakışıyor ki Ayşe'm?" Ağzım şaşkınlıktan açılırken arkamı dönerek neneme baktım. Elindeki kıyafetle birlikte durmuş dedeme bakıyordu. Yüzündeki nenelere özel sırıtma oluşurken ondan gelecek olan geri dönüşü merak etmeye başlamıştım.

"Sen şimdi bana trip mi atıyorsun Mehmet'im?" Bakışlarım bu seferde dedeme dönmüştü. Elindeki çekirdekleri ne ara masaya koyduğunu anlamamıştım ama şuanda arkasına yaslamış kollarınıda birbirine bağlamış bir şekilde tarlaya bakıyordu. Tabi yüzünde oluşan sırıtmada vardı.

"Ben sana şimdi ne diye trip atam Ayşe'm? Ortalıkta trip atılacak hiçbir şey yok nede olsa." Sesindeki gülümsemeyi silemeyip konuşmasıyla kıkırdadım. "Mehmet'imm-"

"Ay bari önümde cilveleşmeyin yaa." Nenemin sesini bölerek konuşmamla dedem kaşlarını çatarak bana dönmüştü. Omzumun üstünden neneme bakarken kızarmış bir şekilde hızla kıyafeti ipe asmaya çalışıyordu ama elinden düşmesiyle kahkahamı tutamamıştım.

Üstüme atılan çekirdek kabuğuyla daha çok gülmeye başladım. Gülmekten dengemi kaybederken arkaya doğru sendelemiş ve popişimin üzerine düşmüştüm. "Öyle benim Ayşe'mle dalga geçersen böyle düşersin işte."

Dedem ve nenem gülmeye başlamasıyla ilk duraksasamda sonrasında tekrar başlamıştım. Biz gülerken evin ön bahçesinden butarafa gelen yolda gölge gelmemle hızla yerden kalkıp koltuğa oturdum. "Dede birileri geliyor."

Benim söylememle o tarafa dönem dedemle birlikte nenem yanımıza gelmişti. "Mehmet abi?"

Seslenen kişi oturduğumuz mahallenin temsilcisi gibi olan Hasan Amcaydı. Görüş alanımıza girmesiyle dedem ayağa kalkmış birbirlerini selamlamıştılar. "Hoşgeldin Hasan buyur gel, otur soframıza."

Tam ayağı kalkıp içeri bir şeyler hazırlamaya gidicektim ki Hasan Amca'nın elini kaldırmasıyla duraksamıştım. "Otur kızım otur. Sizinle bir konu hakkında konuşmaya gelmiştim. İlk bir konuşalımda."

"Gel Hasan oturda konuşalım bakalım." Hasan Amca dedemin yanına otururken nenemde başındaki tülbenti düzelterek yanıma oturmuştu.

"Eee neymiş bu konuşacağın önemli şey." Dedem, Hasan Amcaya bakarken Hasan Amca ilk bana bakmış sonrada dedeme dönmüştü.

"Biliyorsunuz ben karakolda çalışıyorum. Bugünde bir ihbar ulaştı elimize. Bir kayıp kız aranıyordu." Tekrardan bana dönen bakışlarıyla tedirgin olmuştum.

"Bunu bize niye anlatıyorsun Hasan?" Dedemde benim gibi tedirgin olmalıydı ki önündeki çekirdek kabını ileri ittirip masaya dirseğini koymuştu.

"Bu kayıp kız bebekken ailesinden ayırmışlar, bebeğide ölü diye göstermişler. Annesiyle, babası bugün geldiler işte deliller bu şehirde bu civarlarda gösteriyormuş." Yutkunurken masanın üzerinde duran bir bardak alıp, içine su doldurmuş ve bir lokmada içmişti.

Gözlerim dolarken gelen haberi duymayı kendimi hazırlamaya başlıyordum. Nenemin elini elimin üzerinde hissederken sadece dizlerimin üzerindeki ellerimize odaklanmıştım.

"Aranan kız bebeğinin bilgilerine baktım. Farkettiğim şeyse, Güz-... Güz'ü bundan 18 sene önce, bulduğumuz günden sadece 2-3 gün önce doğduğuydu. Yani bu kaybolan bebek sen olabilirsin Güz." Yanağımdan akan yaşla burnumu çekmiştim.

Bu güne kadar 18 sene önce bir sokak lambasının altına terk edilen sadece bir kız bebeğiydim.

Her çocuk uykuya geçmeden önce geleceğiyle ilgili, sevdiği dizi veya filmle yada okuduğu kitabın devamı için hayaller kurarken, ben ailemin kim olduğuyla yada ailemin beni bırakmadığında yaşayacağım hayatı düşünürdüm.

Bugün ise aslında ailemden kucağından çekilip alınmam ile yüzleşmiştim. Beni aslında ailem bırakmamıştı, ailemden koparılmıştım.

-Son-

Yayınlanma Tarihi: 13.02.2023

GÜZ'ÜN UMUDUWhere stories live. Discover now