17.Bölüm

3K 258 12
                                    

Hepinizin bayramı mübarek olsun
sevgili okuyucular.

Biliyorum bu aralar biraz burayı savsakladım ama gerçekten çok yoğun bir hafta geçirdim. Bu sebep sunmak değil. Sadece bazı şeyleri yetiştiremedim. Hem projelerim, bayram temizliği, misafirler falan filan derken yazacak gücü buladım kendime.

Ve temizlik bence kapatılsın...

Sizleri daha fazla sıkmak istemiyorum ve bölüme geçmenizi istiyorum..

Sizlere iyi okumalar;

Yandan kafasını uzatarak bana bakmaya devam eden Emir abim ile yutkunarak çaktırmadan Gurur abime baktım. "Bugün evde kalmak istiyorum. Hem biraz uykumda var. Olur mu? Ama bensiz siz çıkmak isterseniz siz çıkın. Bana hiç takılmayın."

Bir anlık çıkışım herkesin bana dönmesini sağlamıştı ama kendimi açıklamamla birlikte bakışlarımı tabağıma indirdim. Bu ortamdan şuan çıkmak istiyordum.

"İlk gün bencede evde kalın. Hem bugün yasımız var unutmayın Emir. Eğlenceyi biraz kenara bırakın." Yalçın abinin uyarıcı nitelikli cümlesiyle buz kesilmişti ortam. Bir evin içi cayır cayır yanarken diğer evler bunu hissetmiyordu.

Abimler kendi aralarında konuşurken ablamlar ise kendi aralarında konuşmak için sofrada yer değişikliği yapmışlardı. Karşımda ise Doğa ve Çisem bir konu hakkında tartışıyordu. Yanımda oturan Emir abime dönerek bana dönmesi için kolundan dürtükledim. Anında bana dönmesiyle biraz geri çekilmiştim.

"Ne oldu güzelim?" Avuç içlerini yanaklarıma yaslayarak saçlarımı geri atmasıyla içim sıcacık olmuştu.

"Ben doydum da kalkabilir miyim?" Teyit etmek ister gibi önümdeki tabağa bakıp ardından tekrar bana dönmüştü. Dudaklarını alnıma yaslayıp bana sarılmasıyla bende ona sarıldım.

"Tabi güzelim. Hala evi gezmek istiyorsan gezebilirsin. Eğer kaybolursan adımızı seslenmen yeterli. Biz senin sesini duyarız." Başımla onay vererek masadan kalktım. Yalçın abimin yanından geçerken günlerdir yapmak istediğim şeyi yaparak Ezgi'nin yanağından sulu sulu öperek mutfaktan çıktım.

Salonu en sona bırakarak hole çıkmak için ilerledim ki aklıma gelen fotoğraflarla gördüğüm duvarın önünde durdum. Çerçevelerden onlarca vardı.

Gözüme ilk çarpan kumsala yakın denizin içinde birbirini devirmeye çalışan çocuklara gitmişti. Bir erkek çocuğu, kız çocuğuna arkadan sarılarak geri çekmeye çalışıyordu. Kız çocuğunun kıvırcık saçlı olmasından bu kişinin Mediha abla olduğunu anlamıştım. Diğerini ise tahmini olarak Emir abi diye yorumlamıştım. Onların biraz ilerisinde ise iki erkek ve bir kız vardı. Kız kenarda onları gülerek izlerken erkekler birbirini devirmeye çalışıyordu. Onların hemen ilerisinde kumsalda oturan biri küçük biri daha ilk yaşlarında olan iki erkek çocuğu kumlarla oynuyordu. Bunlar kesinlikle Yiğit ve Gurur abi olmalıydı. Ve en altta bir el vardı ama niçin orada olduğunu anlamamıştım.

Bütün çocukların bir arada olduğu bir fotoğraf karesiydi.

Başka bir fotoğraf karesine gözüm kayarken bu sefer küçük yaşta değildi kişiler. Bir masanın arkasında toplanılmış, ortada bulunan pastaya doğru bakıyorlardı. Masanın iki yanında bulunan manolya çiçekleri vardı. Arkada perdede yazılan yazıyla yüzümde koskocaman bir gülümseme olmuştu.

GÜZ'ÜN UMUDUWhere stories live. Discover now