14.Bölüm

4.2K 330 8
                                    

Herkese merhaba hamsikuşlarım.

Öncelikle herkese iyi Ramazanlar. Hepinizin bol bol dualı, ibadetli ve hayırlı geçmesini dilerim.

Bölüm geç geldiği için özür dilerim. Biraz kafam dağınıktı ve ne yapacağımı şaşırdığım bir haftaya başlamıştım diyelim. O yüzden bölüme yazamadım hiçbir şey. Ve bugün tamamladım.

Burada başka şeyler yapabilirim diye düşünüyorum ama umut vermekte istemiyorum.

Yorum yapmak isteyen yapabilir.
Yıldıza basmayı unutmayalım.

Sizlere iyi okumalar;

Çiftlik evinin bahçe kapısına ulaşıncaya kadar abimlerin söylemlerini çekerken Evren ve Enver ile el ele tutuşmuş önden önden yürüyorduk. Tabi Evren kıvırta kıvırta yürüdüğü için bazen Emir abimin kucaklamasıyla arkada kalıyor ardından bize yetişip tekrar elimi tutuyordu.

Girdiğimiz kapıdan bir koşuşturmanın içine düşerken şaşkınlıkla mutfaktan elinde tepsilerle çıkan çalışanlara bakıp, arada içeriden korumalara seslenen babaannemin sesini dinledim.

"Torunim gel bakayim yanuma." Dedemin yanına ilerleyecekken elimin tutularak çekilmesiyle bu durumdan çabucak engellenmiştim.

"Dedoş sonra yanına gelur da torinun. Biz bi içeru gidek." Doğa dedemin homurdanmasını umursamadan yüzünü kendimce dedeme yaptığım şebeklik hareketlerimden yaparak odadan çıkarmıştı. "Nereye gidiyoruz acaba?"

"Büyüklerin sıkıcı muhabbetleri ve nasiyatlerinden uzağa gidiyoruz canım kuzenim. Hele ki babamın bitmek bilmez nasihatlerinden." Kısa süreli bir gülmesinden sonra bizi karşılıklı duran iki odanın önüne getirmişti ki sağda kalan kapıya yumruk yaptığı eliyle hızla vurmaya başlamıştı.

"Öyle olmaz Doğa kır kapıyı gel içeri. Çişimi yapıyorum rahat bırak beni." İçeriden bağıran ince tonlu bir kız sesinin ardından mutfak kapısında beliren Doğa'nın annesi Yeşim yenge onaylamaz bir şekilde bize bakmaya başlamıştı.

"Rahat bırak artık şu tuvalete girenleri kızım." Doğa'nın omuz silkmesiyle kafasını iki yanına sallayarak mutfağa geri girdi.

"Biz karşı odadayız. Hızlı ol biraz." İçeriden onaylama sesinin gelmesiyle yanımdan geçerek arkamda kalan kapıyı açtı. Arkasından içeriye girmemle küçük ve sade kalan bir oturma odası karşılamıştı bizi. L koltuğun ortasında oturan Burçin ile bakışlarım Doğa'ya kaysada o rahatlıkla sekerek yanına ilerledi. Çok enerjik bir kızdı.

"Hadi yanıma gel Güz. Seninle çoook uzun bir dedikodu yapmamız ve öğrenmen gereken şeyleri anlatmamız gerekiyor." Yanına patpatlamasıyla göz devirsemde gülerek yanına ilerledim. Bu kızın başka bir aurası vardı.

Başını omzuma yaslayarak eline ne zaman aldığını anlamadığım telefonunu açmıştı. "Bak şimdi ben moda tasarımı birinci sınıfta okuyorum. Burçin ise grafik tasarım. Aslında ilk başta böyle kararlaştıramamıştık ama sonradan yetenek sınavlarına girelim dedik. Bir baktık üniversiteye gidiyoruz. İşte,"

Konuşmasını bölen kapının hızla açılması ve içeri dalan kızla kesilmişti. Kız girdiği gibi kapıyı kapatıp yaslanmıştı. "Ölüyorum anlasanıza."

GÜZ'ÜN UMUDUWhere stories live. Discover now