16.Bölüm

3.7K 283 6
                                    

Merhaba değerli okuyucularım.

Biliyorum neredeyse iki haftadır bölüm bekliyorsunuz ama sınavlarımdan dolayı buraya pek uğrayamadım. Hafta boyunca moralim bozukken biraz olsun düzelmesi için buraya gelerek azda olsa bir şeyler yazdım ve bugün bitti.

Beni anlamanızı umuyorum. Hepinizden bölüm beklediğiniz için teşekkür ediyor ve beklettiğim içinde özür diliyorum.

Yıldıza basar ve yorum yaparsanız sevinirim.

Sizlere iyi okumalar;

Saçlarımın uçlarından damlayan su damlacıklarını elimdeki baş havlusuyla kurutmaya çalışırken banyodan çıkarak bebekliğimde benim için hazırlanan odama adımımı attım. Ben artık bu evde yaşasaydım yıllarca büyüyecek olan odamdaydım.

Gözlerim büyük camın önünde efil efil esen tül perdenin ardına giderken gördüğüm göl ile gülümsedim. Ormanın içinde ucu bucağı gözükmeyen bir göle bakmak insanı güzel hissettiriyordu.

Bir saat önce gelmiştik eve. Maral ablam evi gezmem için iki koşul sunmasıyla birlikte odama gelmiş benden rahatlıkla bonya yapmamı istemişti. Herkesin odalara dağıldığını hep birlikte merdivenlere çıkarak koridorlarda dağılmamızla anlamıştım.

Bakışlarım ilk geldiğimde gezdiremediğim odada gezdirirken hayran kalmıştım. Karşımda kalan büyük yatağın tepelerinden sarkan pudramsı renkli perdeler tam bir prenses havası veriyordu odaya. Yatağın yanında iki komidin vardı. Yatağın solunda camlar kalıyordu. Ardında olan balkona çıkmaya heves atsamda vakit kaybetmemem gerekiyordu.

Benim solumda ise L şeklinde bulunan üstünde bir sürü yastık olan bir koltuk vardı. Odanın içi aydınlık olsada koltuğun arkasına lambader koyulmuştu. Koltuğun ilerisinde kapı bulunurken kapının arkasına kalan yerde büyük bir kitaplık vardı. Yarısı dolu olsada boş olan yerler vardı. Sağımda kalan yerde ise bir puf, salıncak ve çalışma masası vardı. Masayı buraya koyulmasının nedeni bence manzarasıydı. Kim tasarlamışsa odayı iyi tasarlamıştı.

Çakıldığım yerden ayrılarak ayaklarımı harekete geçirdim. Banyonun iki yanında bulunan kapılardan sağındakini denerken kilitli olmasıyla bir süre anlamsızca uğraşmıştım ama açılmamıştı. Ardından diğer kapıya ilerleyerek açmamla odam kadar büyük olmasada geniş olan bir giysi odası karşılamıştı.

İçerideki bavullarımı görmemle hızla ilerleyerek başında durdum. İçinden Yeşil, bol bir gömlek ve yeşile yakın tonlarda olan mavi mini kot pantolon aldım. İç çamaşırlarımın ardından direkt giyerek gömleğin bir tarafinı içine koydum. Kahverengi kemer ile takımımı tamamlarken odada bulunan makyaj masasına ilerledim. Odanın içi aynalarla dolu olduğu için benden bir sürü olması hoşuma gitmişti.

Çekmeceleri karıştırarak bulduğum kurutma makinesiyle üstten geçerek sadece ıslaklığını aldım. Kıvırcık saçlarımı bonus yapmaya gerek yoktu. Bakışlarım boynuma giderken tekrardan bavula ilerleyerek içinden kolyeler ve bileklikler alarak taktım. En sevdiğim iki takı çeşidi vardı. Bir bileklik, iki kolye.

İşlerimi hallederek odamdan çıktım. Çıkmamla beraber beni uzun, kenarlarda çiçekler bulunan uzun vazolar ve tablolar karşılarken ilk adımımla çaprazımda bulunan kapı açıldı. İçeriden ıslak saçlarını karıştırarak çıkan Gurur abiye gülümsedim.

GÜZ'ÜN UMUDUWhere stories live. Discover now