26.Bölüm

1.3K 153 7
                                    

Merhaba arkadaşlar...

Dünde söylediğim gibi bölüm bugün gelecekti ve geldi de.

Size tanıtım bölümü hakkında söylemek istediklerim var.

Fotoğrafların bazıları hariç hepsini kaldırarak 'vibe' verecek şeklinde fotoğraf koyma kararı aldım kendi isteğimce. O yüzden bazı bölümleri tekrardan yayınlamış oldum ve tanıtım bölümü ise bu bölümden hemen sonra tekrar gelecek. Fotoğraflar hariç hiçbir değişiklik olmayacak.

Şimdi bölüme geçebilirsiniz.

Yorumlarını bekliyor olacağım ve oylarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Sizlere iyi okumalar;

Karşımda ki güneşin yansıma ışıkları ile dolu olan denizin kokusu içinde bulunduğumuz kafeye kadar gelirken dudaklarımda gizleyemediğim bir gülümseme oluşturmuştu.

Dakikalar öncesinde üniversiteden çıkmış ardından kızların her zaman burada takıldıklarını öğrendiğim Neon kafeye gelmiştik. İçeriye girdiğim gibi başka bir dünyaya geçiş yapmış gibi hissetmiştim.

İki katlı deniz kenarında bir yerdeydik. İlk kat daha çok spor-şık şeklinde dekor edilmişti. Yukarısı yani bulunduğumuz yer ise daha çok gençlere hitap ediyordu. Denizi gören camların yarısında puf koltuklar ile alan oluşturulmuştu. Diğer yarısında ise masalar bulunuyordu. Duvarlarda neon ışıklı yazılar vardı. Arkamızda kalan yerde L şeklinde koltuklar estetik bir şekilde dizilerek kalabalık gruplar için alan, merdivenlerin sağında duvar dibinde kahvelerin hazırlandığı ve sipariş verildiği bir tezgah bulunuyordu. Tezgahın arkasında ise kapı ile mutfak olduğunu düşündüğüm yer.

"Partide ne giymem gerektiğine karar veremedim. Zenginlerin işide zordur diye pankart açacağım." Doğa elindeki çatalı bize doğru sallarken dakikalardır koptuğum sohbete anca dönebildim. Sinirlendiği şey kıyafet seçememiş olması değildi umarım.

Burçin göz devirerek koluyla Doğa'nın koluna vururken içeceğinden bir yudum daha almıştı. "Benim de derdim var diye düşünüyorum. Allah aşkına düzgün konuş kızım. Çarpılacaksın bir gün göreceğiz."

"Uf Burçin sanki bunu dert olarak görüyorum. Dalga geçiyorum birileri masaya dönsün diye." İğneleyici bakışları bana dönmüştü ki ben zaten masaya dönüktüm. Önümdeki şekersiz limonatayı elime aldım.

"Gördüğün üzere masaya dönüğüm tatlım." Sırıtarak yüzüne bakmamla yüz buruşturması bir olmuştu. Bu hareketine hepimiz gülmüştük. Çok enerjik bir kızdı ve konuşması, bir saniye dikkatin dağılsa bütün konuyu kaçırtacak derecedeydi.

"Uff Emir abimi getirdik sanırsam bilmeden. Bu çok kötüydü."

"Büyüyünce geçer." İkinci kez konuşmamla bana 'cidden mi' bakışı atmış ardından başını iki yana sallamıştı. Ne yapabilirim ama? Elime fırsatı veren oydu.

"Burası bizim üniversitedeki gençlerin uğrak yerleri bebeğim. Genelde burada otururuz. Mesela şu puflarda oturan gençlerde bizim üniden." Çisem'in gösterdiği tarafa kısa bir bakış atarak tekrardan ona doğru döndüm.

"Bütün üniversiteyi tanımıyorsun dimi?" Soruma cevap vermeden kıkırdarken cevap vermesi için kolunu dürttüm. Bütün herkesi tanıyamazdı.

"Ben kendi dalımı bırak bütün dallardaki kişileri tanıyorum. Birisi hakkında bilgi almak istersen bana gel üç dakika içinde bilgiler elinde olur." Göz kırparak önündeki tatlıdan bir kaşık daha almıştı. Fil hafızasına sahipti sanırsam ki bu bile onun yanında devede kulak kalırdı.

GÜZ'ÜN UMUDUWo Geschichten leben. Entdecke jetzt