19.Bölüm

2.5K 248 4
                                    

Merhaba GU ailesinin biricikleri...

Bölüm gelmiş bulunmakta. Artık hafta sonları atmaya karar verdim. Çünkü hafta içi atamıyorum ve sizi umutlandırmakta istemiyorum. Bu aralar projeler, kitap sınavları derken kendime bile zaman ayıramamaya başladım. Ellerimi masada bırakıp kalkıyorum artık.

Sizleri daha fazla sıkmak istemiyorum ve sizi bölüme uğurluyorum.

Yarın okulun olduğunu bilerek bende uykuma yolculuk edeceğim.

Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın.

;)

Sizlere iyi okumalar;

Gurur Bozkurt'tan

Kapımın çalınmasıyla aynada olan bakışlarımı çekerek kapıya doğru ilerledim. Bu çalış stili Enver'e aitti. 'Ben geldim, kapıyı açamıyorum. İçerideki bana kapıyı aç' demek istiyordu.

Kapıyı açtığım gibi yerde poposunun üzerine oturmuş dudaklarının arasındaki emziği çiğneyen kardeşimi görür görmez sırıtmıştım. 3 yaşında olsada emziği bir türlü bırakmıyordu. "Efendim abim." Koltuk altlarından tuttuğum gibi kucağıma aldım. Başını omzuma yaslarken küçük eliyle emziğini tutmaya başladı.

"Aba banyoda." Aba dediği kişi ise Güz'dü. Maral ablama; Mara, Mediha ablama; Medi, Evren'e ise Ren diyordu. Aslında ilk başta annem ve babam abla demesi için çok uyarsalarda Enver işi inada bindirmişti.

"Sende dedin ki; ablamın işi var bari beni aşağı taşıması için Gurur abime gideyim." Benim dediklerime baş sallamasıyla kafamı iki yana salladım. Böyle bir şeyi düşünmediğine yemin ederim ama kanıtlayamam.

Güz ile dışarı çıkacağımız için şık ama spor bir şeyler giymeye çalışmıştım. Krem kargo pantolon üstüne beyaz renkte gömlek, gömleğin üzerine ise pantolonun tonlarında bir kazak giymiştim. Hava güzel olsada her an üşüme potansiyeline sahip olduğum için kazakla dolaşıyordum.

Kucağımda pijamaları içinde ağzına tekrardan emziğini koymuş uyuyan kardeşime bakarak merdivenlerden aşağı indim. Şurada onu tek bacağından tutup sallandırsam yinede umursamaz uyurdu. Bu ilk geldiğinde bu kadar uyumazdı.

Tombul yanaklarına öpücükler koyarak oturma odasına ardındanda mutfağa geçtim. Annem ocağın başında patates kızartıyordu. Eğer telaşlanırda üstüne dökerse diye onu es geçerek ada tezgahın başında salata kesen Maral ablama ilerledim. Belinde olan tikine dokunmamla yerinde sıçraması bir olmuştu. "Salak elimde bıçak var, gerizekalı!"

Gülerek yanağından öperken somurtmasına daha çok güldüm. Üstünde ona her zaman yakışan takımlarından vardı. "İşe mi gidiceksin bugün?"

Sorumla ilk yandan bana baksada sonrasında kafa sallayarak onaylamıştı. İşine gerçekten önem verdiğini hepimiz biliyorduk. İlk zamanlarında kendisi bir şeyleri başararak iyi yerlere gelebilmişti. Ablamla gurur duyuyordum.

"Oğlum sen böyle giyermiydin? Eşofmanlarından nasıl ayrıldın?" Annemin bana laf etmesiyle ona doğru ilerledim. Çok üstüme geliniyor benim hakim bey!

"Ne o anne olmamış mı? Bugün Güz ile dışarı çıkacağız. Emir abimlere sakın söylemeyin tamam mı?" Uzun boyumun avantajıyla saçlarının üzerinden öptüm. Geri çekilip göz göze gelmemizle beraber yüzündeki gülümsemenin genişlediğini fark etmiştim. Güz hakkında bir olay olsa yüzünde direkt mutluluk ifadesi yer alıyordu.

GÜZ'ÜN UMUDUWhere stories live. Discover now